YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/4064
KARAR NO : 2020/7463
KARAR TARİHİ : 23.12.2020
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hükümler : Sanık … hakkında: TCK’nın 85/2, 62, 50/1-a, 4, 52/4, 53/6, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık … hakkında: TCK’nın 85/2, 62, 50/1-a, 4, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık sürücü …’ın sevk ve idaresindeki Koç Ardahan firmasına ait yolcu otobüsü ile araç içinde yedek şoför …, …-Koç Ardahan firması işletme müdürü …, muavin … ve 29 yolcu ile birlikte araç içinde 33 kişiyle saat 11:00 sıralarında Ardahan’dan İstanbul iline gitmek üzere yola çıktıkları, saat 14:00 sıralarında, azami hız limitinin 50 km/s olduğu meskun mahal dışında, bölünmüş iki şeritli, tehlikeli virajlı, iniş eğimli karayolunda seyir halindeyken, şoförün frene basmasına rağmen aracın yavaşlamadığı, vites küçültmek istemesine rağmen debriyaj pedalı çalışmadığından vitesi küçültemediği, 4. viteste kaldığı, yavaşlatmak için aracı orta refüje sürttüğü, otobüsün refüjü aşarak karşı şeride geçtiği ve sol yanına yatmış vaziyyette durması sonucu işletme müdürü … ve iki yolcunun öldüğü, yirmi dokuz kişinin yaralandığı, yaralanan dokuz kişinin şikayetinin devam ettiği, Ardahan Ticaret Sicil Müdürlüğünün 25.07.2014 tarihli yazısında, Koç Ardahan Seyahat Turizm ticaret sicilinde …- Koç Ardahan unvanıyla tescili olduğu, işletme sahibinin sanık …, işletme müdürünün ise … olduğu, kaza tespit tutanağında otobüsün fenni muayene bitiş tarihinin 27.06.2013 olarak belirtildiği olay ile ilgili olarak,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ve katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükme esas alınan 20.06.2014 tarihli İstanbul Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda, aracın sürücüsü sanık …’ın yönetimindeki araç ile aşağı meyilli yolda seyrederken uygun düşük vitesi kullanmayıp sürekli fren yaparak balataların aşırı ısınmasına neden olduğundan tali kusurlu olduğu, yapılan tespit sonucu aracın teknik donanımlarının genel olarak bakımsız olduğu, retarder fren sistemenin olay sırasında verimli olarak çalışmadığı, bu nedenle aracın işleteni olan firma sorumlusunun tali kusurlu olduğu, olayın meydana gelmesinde aracın retarder fren sisteminin gereği gibi çalışmamış olmasının kazanın oluşuna etkisinin bulunduğunun belirlendiği ve mahkemece sanıkların mahkumiyetine karar verildiği,
Kazalı otobüsün ruhsat kaydında … adına kayıtlı olduğu, işletme sahibi olan diğer sanık …’un 14.08.2014 tarihli ifadesinde, aracın firmada kiralık olduğunu, araçla ilgili tüm bakımların otobüs sahibine ait olduğunu, bakımların yapılıp yapılmadığını kontrol eden kişinin kazada ölen firma yöneticisi … olduğunu, mahkemece talimat ile alınan beyanında ise kazanın otobüsteki teknik arızadan meydana geldiğini, aracın daha önce bakımlarını yaptıklarını, bakım olmadan trafiğe çıkamadıklarını belirttiği, temyiz dilekçesi içeriğinde ise otobüsün araç maliki …’tan kira sözleşmesi ile kiralandığını, kira sözleşmesi içeriğine göre her türlü muayene ve bakımın araç sahibine ait olacağının kararlaştırıldığını belirttiği, ancak dosya içerisinde araç kira sözleşmesinin bulunmadığı,
Kaza esnasında yaşananlar ile ilgili olarak araç muavini olan …’in kollukta alınan ifadesinde, yola çıktıklarını, herhangi bir sıkıntı olmadığını, yokuştan inerken şoförün aracın frenlerinin tutmadığını söyleyerek firma sahibi olan … ile aracın sahibi olan …’ı çağırmasını söylediğini, kendisinin şahısları çağırdığını, bu kişilerin şoför mahallinde otobüse müdahale etmeye çalıştıklarını, kendisinin otobüsün arka tarafına yürüdüğü sırada otobüsün yan yatıp kaymaya başladığını, savcılıkta alınan ifadesinde ise, sanığın aracın frenlerin tutmadığını söyleyerek firma sahabi … ile aracın sahibi …’ı çağırmasını istediğini, üçününde şoförün yanına geldiklerini, şoförün frenlerin tutmadığını tekrar söylediğini, bunun üzerine firma sahibi olan …’un freni boşalt dediğini, şoförün freni boşalttığı, aracın daha da hızlandığını, …’ın şoföre aracı sola doğru yatır dediğini, şoföründe aracı sola doğru yatırdığını, olayın bu şekilde olduğunu, kendisinin söz konusu araçta 1 yıl kadar çalıştığını, aracın periyodik bakımlarının üç aydır yapılmadığını belirttiği, aracın Amasya Hacıköy’de el freninin bozulduğunu, sadece ayak freni olduğunu, bu frenin de zamanla patladığını belirttiği, …’ın kollukta alınan ifadesinde yedek şoför olduğunu, bağırma seslerini duyup çıktığında aracın ayak freninin ve rötardar ın boşaldığını , aracın yokuş aşağı hızlanmakta olduğunu, şoförün aracı bariyerlere sürttürdüğünü belirttiği, mahkemece alınan beyanında, arabanın arıza verdiğini, beynin arabayı kitlediğini, sağ tarafın uçurum, sol tarafın kayalık olduğunu, dik aşağı inildiğini, şoförün en akıllıca kararı verdiğini, zaten birlikte konuştuklarını,
Araç sürücüsü sanık …’ın olay günü alınan kolluk ifadesinde, 6 yıldır firmada şoför olduğunu, aracı ilk kez o gün kullandığını, aracın son bakımını sorduğunda yapıldığını öğrendiğini, seyir halindeyken otobüsün arıza ışıklarının yandığını görünce frene bastığını, aracın arkasından tak diye bir ses geldiğini, frenlerin tutmadığını, debriyaj pedalının çalışmadığını gördüğünü, vitesi küçültemediğini, dörtte kaldığını, otobüsü durduramadığını, muavin aracılığıyla diğer şoför … ve firma yetkilisi …’u çağırdığını, onların yardımcı olmaya çalıştığını, otobüsün köprüye yaklaştığını, facia olmaması için otobüsü durdurmak amacıyla otobüsü orta refüje sürttürerek hızı düşürmeye çalıştığını, otobüsün refüjü aşarak yan yattığını, otobüsün bakımlarının ne zaman yapıldığını bilmediği, araç sahibi …’ın bunu bileceğini belirttiği, 02.05.2013 tarihinde Tortum Sulh Ceza Mahkemesinde alınan savunmasında; araç sahibinin yola çıkmadan önce aracın bakımlarını yaptırdığını, araçta bir sorun olmadığını söylediğini, araçla normal bir şekilde seyir halindeyken birden aracın ışıklarının yandığını, sorun olduğunu anladığı için frene basıp durmak istediğini, ancak aracın arkasından tak diye bir ses geldiğini, frenlerin tutmadığını, debriyaja basıp vites düşürmeye çalıştığını, debriyajın tutmadığını, bu nedenle vitesi de küçültemediğini, daha sonra rotardar denilen direksiyonun yanında elle kontrol edilen motor frenini kullanmak istediğini ancak onunda çalışmadığını gördüğünü, diğer şoför ve firma sahibini çağırdığını, yolun sonunun uçurum olduğunu bildiğinden daha büyük bir facia olmaması için otobüsü refüje sürterek durdurmaya çalışmaya karar verdiklerini, başka şansı olmadığını, aracı yolun ortasındaki refüje sürttürmeye başladıktan sonra aracın yan yattığını ve yolda sürüklendiğini bu şekilde aracın durduğunu belirttiği, görülmekle,
Öncelikle… firmasının kazalı aracı kiralama sözleşmesi, otobüsün ticari yolcu taşımacılığında kullanılabilmesi için gerekli olan yetki belgesi, taşıt kartı, aracın olay tarihinden önceki tarihlerde periyodik bakım ve kontrollerinin yaptırılıp yaptırılmadığı ve bakımların yaptırılması, eksiklik ve arızaların giderilmesinden kimin sorumlu olduğunun şüpheden uzak şekilde belirlenmesi, araçta muavin olan …’in beyanı alınarak kaza anından önce aracın fren sisteminde bir arıza olup olmadığının sorulması, eksiklikler giderildikten sonra ABS takviyeli havalı fren sistemi ve retarder fren sistemi olmak üzere iki fren sistemi olan otobüsü kullanan sanık … hakkında, “aşağı meyilli yolda seyrederken uygun düşük vitesi kullanmayıp sürekli fren yaparak balataların aşırı ısınmasına neden olduğundan tali kusurlu” olduğuna ilişkin tespitin, ek teknik bilirkişi raporundaki devrilme anında yaşananlar kısmında belirtilmiş olan “yüksek hız, retarder freninin yetersizliği veya devrede olmaması, aracı yavaşlatmak için sürekli pedal freni kullanılması, sürekli pedal freni kullanılması sonrası basınçlı havanın azalması ile debriyaj pedalının sertleşmesi ve vites değiştirme imkanının kalmaması” şeklindeki belirlemeler ile, aynı raporda belirtilen balata ve disklerde tespit edilen yanıkların şoförün aracı durdurmak için uzun süre ayak fren pedalını kullandığını, bunun sonucunda disk ve balataların aşırı sürtünme nedeniyle yandığı, bu unsurların frenlemenin etkinliğini azalttığı, disklerdeki %50 nin üzerinde tespit edilen çatlak ve yarıkların da frenlemenin etkinliğini azalttığı ve araçtaki retarderin, motor soğutma suyu sıcaklık sensörü ve yağ sıcaklık sensörünün iptal edilmesinden dolayı retarderin frenleme gücünün ve istenilen oranda verimli çalışmasını engelleyen bir unsur olduğuna dair tüm belirlemeler değerlendirilip, sanık …’ın iniş eğimli yolda aracı durdurmak ve kazayı önlemek adına alabileceği başkaca bir tedbir olup olmadığı hususları irdelenerek kusur durumunun tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespiti için teknik üniversitelerin ilgili bölümünden heyet raporu alınarak, raporda sanıklardan başka kişilere kusur atfedilmesi halinde haklarında suç duyurusunda bulunulması, iddianame tanzim edilmesi halinde dosyaların birleştirilerek yargılamaya devam edilmesi, haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi halinde ise soruşturma evrakının denetime olanak verecek şekilde dosya arasına alınarak neticesine göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre ise;
1-Sanıklar hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulanan Kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
2-TCK’nın 52/2. maddesinin sanık hakkında uygulanması sırasında sanığın şahsi ve ekonomik hallerinin göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeksizin, şoför olduğunu ve aylık gelirinin 1000 TL olduğunu beyan eden sanık … hakkında tayin edilen cezanın TCK’nın 52/2 maddesi gereğince adli para cezasına dönüştürülmesi sırasında, hapis cezasının günlüğü 30 TL üzerinden paraya çevrilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 23.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.