Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/3760 E. 2019/8035 K. 03.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3760
KARAR NO : 2019/8035
KARAR TARİHİ : 03.07.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : Karar verilmesine yer olmadığına

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan suça sürüklenen çocuk hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın, üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın CMK’nın 223/1. maddesinde belirtilen hüküm türleri arasında yer almaması sebebiyle temyiz kabiliyetinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine dair Dairemizin 06.02.2019 tarihli, 2018/6648 esas, 2019/1478 sayılı kararına, temyiz edilen kararın hüküm niteliğinde kabul edilerek esastan temyiz incelemesi yapılması gerektiği gerekçe gösterilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmekle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 308. maddesine 02.07.2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesine eklenen (3.) fıkra uyarınca itiraz konusu değerlendirildi;
02.07.2012 gün ve 6352 sayılı Kanun’un 99. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesine eklenen (2) ve (3). fıkra hükümleri uyarınca itiraz konusu değerlendirilip, önceki kararda değişiklik yapılmasını gerektiren herhangi bir nedenin bulunmadığı, konunun Yargıtay Ceza Genel Kurulunca sonuca bağlanmasının daha uygun olacağı anlaşıldığından, dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI:
Olayımızda; suça sürüklenen çocuğun trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek suçunu işlediğinden bahisle hakkında iddianame tanzim edildiği, iddianamenin mahkemesince kabulü yönünde karar verildiği anlaşılmıştır.
Bunun üzerine yargılama yapacak olan Çivril Asliye Ceza Mahkemesi duruşma açmadan ve suça sürüklenen çocuğun savunmasını almadan “suça sürüklenen çocuğun ne suretle trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü iddianamede açıklanmadığı”gerekçesiyle duruşma açmaksızın tensiple “karar verilmesine yer olmadığına” biçiminde hüküm tesis ettiği saptanmıştır.
Mahkemece verilen karar üst Cumhuriyet savcısı tarafından “sanık hakkında duruşma açılarak yargılamanın yapılmadığı ve CMK 223. maddesi kapsamında bir karar verilmediği” iddialarıyla temyiz edildiği görülmüştür.
Temyiz talebini inceleyen dairemizin sayın çoğunluğu “karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın CMK’nın 223/1. maddesinde belirtilen hüküm türleri arasında yer almaması sebebiyle temyiz kabiliyetinin bulunmadığı” gerekçesiyle dosyanın incelenmeden mahkemesine iadesine biçiminde hüküm tesis etmiştir.
Yargıtay’ın görevi, hüküm veya gerekçedeki usul ve yasalara aykırılıkları tespit etmek, mümkünse aykırılıkları usul ve yasalara uygun hale getirmek ya da ilk derece mahkemelerine bu hususta yol göstermektir.
Olayımızda, ilk derece mahkemesi CMK’da bulunmayan “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde bir hüküm kurmuştur. Burada Yargıtay’a düşen görev kararın usul yasaya uygun olmadığını belirterek bozmak ve nasıl hüküm kurulması gerektiği yönünde ilk derece mahkemesine yol göstermektir. Yargıtay bu görevini yerine getirmeyip “karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın CMK’ nın 223/1 maddesinde belirtilen hüküm türleri arasında yer almaması sebebiyle temyiz kabiliyetinin bulunmadığı” gerekçesiyle dosyayı incelemeden mahalline iadesine karar vermiştir. Yargıtay bu şekilde karar vererek usul yasaya uygun olmayan bir kararın varlık kazanmasına yol açacak ve yerel mahkeme bu ilâmla nasıl davranması gerekeceği hususunda tereddüde düşecektir. Oysa, karar bozularak, mahkemeye CMK’nın 223. maddesinde gösterilen kararlardan olaya uygun olanın uygulanması konusunda yol gösterilmesi hem öğretici hemde usul ekonomisine daha uygun olacaktır.
Bu nedenlerle; kararın bozulması yönünde karar vermek gerekirken “karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın CMK’nın 223/1. maddesinde belirtilen hüküm türleri arasında yer almaması sebebiyle temyiz kabiliyetinin bulunmadığı” gerekçesiyle dosyanın incelenmeden mahkemesine iadesine karar verilmesi; usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda izah edilen hususlar dikkate alındığında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulü yerine konunun Ceza Genel Kurulunca sonuca bağlanmasının yerinde olacağı yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyorum.