YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3755
KARAR NO : 2019/6195
KARAR TARİHİ : 15.05.2019
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136/1. madde ve fıkrası gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.02.2017 tarihli ve 2015/678 esas, 2017/35 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. madde ve fıkrasındaki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.12.2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı kararı göz önüne alınarak yapılan incelemede; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bir yıldan” ibaresi, 06.03.2014 tarihli ve 28933 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 21.02.2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile “iki yıldan” şeklinde değiştirilmesi nazara alındığında, somut olayda suç tarihinin 01.08.2013 ve 17.02.2014 olması ve lehe yasanın saptanıp uygulanması zorunluluğunun sonraki yasa ile doğmuş bulunması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun somut olaya ilişkin hükümlerinin bütünüyle tatbik edilip, karşılaştırıldıktan sonra lehe yasa tespiti yapılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 24.09.2018 tarihli ve 94660652-105-34-12107-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.10.2018 tarihli ve 2018/78992 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmış,
Dairemizin 16.01.2019 tarihli, 2018/6782 esas, 2019/639 karar sayılı ilamı ile; “…Tekerrüre esas alınan ve dosyada bir örneği mevcut olan Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.06.2009 tarihli, 2009/1045 esas, 2009/830 karar sayılı ilamında, sanık …’in hırsızlık suçundan TCK’nın 142/1-b, 62/1. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve konut dokunulmazlığının ihlali suçundan TCK’nın 116/1, 62/1. maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen anılan ilamdan dolayı sanık … hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasında isabet görülmemiş olup, kanun yararına bozma yasa yolu incelemesinde, ilgili Yargıtay dairesi taleple bağlı olduğundan ve tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi zorunlu bulunduğundan, bu konuda da kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceğinin değerlendirilmesi…” için dosyanın Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.
Dairemizin 16.01.2019 tarihli, 2018/6782 esas, 2019/639 karar sayılı tevdi kararını müteakip Adalet Bakanlığının 20.03.2019 tarihli ve 94660652-105-34-12107-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.04.2019 tarihli ve 2019/35252 sayılı tebliğnamesi ile; “…1-) 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki ‘Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.’ şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı kararı göz önüne alınarak yapılan incelemede; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ‘bir yıldan’ ibaresi, 06/03/2014 tarihli ve 28933 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 21/02/2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile ‘iki yıldan’ şeklinde değiştirilmesi nazara alındığında, somut olayda suç tarihinin 01/08/2013 ve 17/02/2014 olması ve lehe kanunun saptanıp uygulanması zorunluluğunun sonraki kanun ile doğmuş bulunması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun somut olaya ilişkin hükümlerinin bütünüyle tatbik edilip, karşılaştırıldıktan sonra lehe kanun tespiti yapılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde, 2-) Sanık hakkında tekerrüre esas alınan ve dosyada bir örneği mevcut olan Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/06/2009 tarihli ve 2009/1045 esas, 2009/830 karar sayılı ilamının, dosyanın diğer sanığı … hakkında olmasına rağmen anılan karardan dolayı sanık … hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasında…” isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.02.2017 tarihli ve 2015/678 esas, 2017/35 sayılı kararının bozulması istemi ile dava evrakı tekrar Dairemize tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörülmüş iken, anılan madde ve fıkrada, suç tarihinden sonra ve karar tarihinden önce 06.03.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 4. maddesi ile yapılan değişiklikle ceza miktarının iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş olması karşısında, TCK’nın 7/2. madde ve fıkrası gereğince, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün halinde uygulanması ve bu durumun kararın gerekçesine yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken, sanık hakkında TCK’nın 136/1. madde ve fıkrası gereğince asgari hadden ceza tayin edildiğinin açıklanması karşısında, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanığın lehine olan düzenleme gereğince 1 yıl hapis cezası hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, 2 yıl hapis cezası hükmolunması suretiyle sanığa fazla ceza verilmesinde,
2-Tekerrüre esas alınan ve dosyada bir örneği mevcut olan Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.06.2009 tarihli, 2009/1045 esas, 2009/830 karar sayılı ilamında, sanık …’in hırsızlık suçundan TCK’nın 142/1-b, 62/1. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve konut dokunulmazlığının ihlali suçundan TCK’nın 116/1, 62/1. maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen anılan ilamdan dolayı sanık … hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasında isabet görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.02.2017 tarihli ve 2015/678 esas, 2017/35 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, kişiselleştirme kurumlarının mahkemesince yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden, müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.