Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/3617 E. 2020/6513 K. 30.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3617
KARAR NO : 2020/6513
KARAR TARİHİ : 30.11.2020

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Öldürme
Hüküm : Sanık … hakkında; TCK’nın 85/1, 22/3, 62/1, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Sanıklar … ve … hakkında; TCK’nın 85/1, 62/1, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanıkların ayrı ayrı mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanıklar … ve … müdafileri ve sanık … tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay tarihinde Silivri Belediyesi sosyal tesisleri inşaatında, sanık …’ın sahibi olduğu ana yüklenici tarafından … Yapı Malzemeleri isimli şirkete verilen dış cephe dekorasyon ve boya işleri yapımında çalışan ölenin olay günü, dış cephe iskelesi üzerinde çalışmakta iken elinde bulunan alüminyum mastarın iskelenin yakınından geçen elektrik enerjisi nakil hattına temas etmesi şeklinde meydana gelen ve … Yapı Malzemeleri isimli şirketin sahibi olan sanık …’nın ve şirket adına işleri yürüten, müteahhitlik yapan sanık …’ın asli kusurlu olarak bir kişinin ölmesine sebebiyet verdikleri olayda;
A) Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Yakalama emri üzerine çıkarıldığı Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesince sorgusu tespit edildiği sırada, duruşmadan bağışık tutulmaya yönelik bir talebi de bulunmayan sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulmadan, sanığın, 5271 sayılı CMK’nın 196/2. maddesine aykırı şekilde yapılan sorgusuna dayalı olarak yokluğunda mahkumiyet kararı verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Kanuna aykırı olup, bu nedenle hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak, sair yönleri incelenmeksizin, BOZULMASINA;
B) Sanıklar … ve … hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Mahkemenin asli kusurlu olarak bir kişinin ölmesine sebebiyet veren sanıklar hakkında, alt sınırdan uzaklaşarak tayin ettiği ceza miktarında isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamede bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)CMK’nın ”Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230. maddesinin 1-d bendinde; cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gerekçede gösterilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiş; yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.09.2018 tarihli ve 2015/4-1163 Esas-2018/382 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hüküm bölümünde CMK’nın 230. ve 232. maddeleri uyarınca cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına ya da bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanakların açıkça gösterilmesi zorunluluğu bulunmakta olup; dosya içeriğine göre, sanıklar hakkında “Sanıkların aldığı ceza miktarı göz önüne alınarak” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile paraya çevirme hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesi suretiyle CMK’nın 230/1-d maddesine aykırı davranılması;
2)5237 sayılı TCK’nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği, madde uyarınca bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için o mesleğin ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerektiği dikkate alındığında, dosya içeriğine göre kazanın meydana geldiği inşaatın sahibi ve müteahhiti oldukları tespit edilen sanıkların icra ettiği mesleklerin ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde ve soyut ifadelerle 1 yıl süre ile müteahhitlik işini yapmaktan yasaklanmalarına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA; 30/11/2020 tarihinde oybirliğiyle ile karar verildi.