Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/3545 E. 2019/6842 K. 29.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3545
KARAR NO : 2019/6842
KARAR TARİHİ : 29.05.2019

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 22/3, 62, 63, 54. maddeleri gereğince
mahkûmiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün, sanık müdafii, sanık, katılanlar vekili, katılan … tarafından temyiz edilmesi üzerine, “Oluş ve dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, sanığın, ölen …’nun dayısı olduğu, evlerinin 51.4 metre mesafede olduğu, ölenin çatısında deliklerin bulunduğu ve deliklerin mermi deliği olabileceği, deliğin büyüklüğü ve yönü de nazara alındığında merminin sanık …’ın ikametinin tarafından gelmiş olabileceğini düşündüğü, sanığın zaman zaman alkol alarak havaya ateş açtığının bilindiğinden ölenin bu hususu sanık ile konuştuğu ancak sanığın çatıda oluşan zararı kabul etmediği, ölenin bu hususta ısrar etmesi üzerine sanığın ”Ben içini rahatlatmak için eve gidip bir el ateş edeceğim, mermi çatına isabet ederse atışın benden olduğunu kabul edeceğim” diyerek karşılık verdiği, sanığın daha sonra kendi evine gittiği, sanık gittikten sonra ölen ile tanık … ile ölene ait çatıya çıkarak çatıdaki deliklere baktıkları, eve giden sanığın üzerini değiştirdikten sonra adli emanetin 2014/119 sırasına kayıtlı … ibareli tüfek ile bir el ateş ettiği, ateş edildikten hemen sonra bağırma seslerinin duyulması üzerine sanığın olay yerine koştuğu ve öleni yerde yatar vaziyette gördüğü, ölenin tanıklar ile araca konularak sanık tarafından hastaneye götürüldüğü, ancak hastanede yaşamını yitirdiği olayda, olay gününde mevcut olan tüm koşullar sağlanmak suretiyle kolluk tarafından olay canlandırması yapıldığı, düzenlenen 01/09/2014 tarihli tutanağa göre, ölen …’nun evinin yanında bulunan ağaç nedeni ile ölen … ‘nun görülemediği çok dikkatli bakılırsa …’ın elindeki fenerin ağacın rüzgar sallanması nedeni ile ara sıra görülebildiği, ölen …’nun sadece belli belirsiz bir siluet olarak fark edilebileceği fakat insan olarak seçilemeyeceği istenerek ve kasıtlı olarak ölen …’nu öldürmesinin çok zor olduğunun” belirtildiği, tanık ifadelerine göre bir dönem taraflar arasında husumet yaşanmış ise de olay tarihinde ölen ile sanık arasında sanığın kasıtlı olarak öleni öldürmesine neden olacak bir husumetin bulunmadığı, sanığın olay anında 109,7 promil alkollü olduğu, atış mesafesi, kullanılan silahın niteliği, elverişliliği ve etki alanı, tanık anlatımları ve dosyadaki tüm kanıtlar göz önünde bulundurulduğunda, sanığın olay anında evinin yatak odasının camından ölenin evinin çatısına doğru alkollü bulunduğu halde akşam karanlığında kimseyi doğrudan hedef almaksızın bir el ateş ederek ölenin ölümüne sebebiyet verdiği, sanığın olayda birinin ölebileceğini öngörmesine rağmen kendi bilgi ve becerisine güvenerek neticenin gerçekleşmeyeceği ümidiyle hareket ettiği, dolayısıyla bilinçli taksirle maktulün ölümüne neden olduğu anlaşıldığından, sanığın eylemini bilinçli taksirle gerçekleştirdiği yönündeki mahkeme kabulü yerinde görülerek, tebliğnamenin olası kasta ilişkin bozma görüşüne iştirak edilmemiş ancak taksirli suçta kullanılan ruhsatı olmayan havalı nişan tüfeğinin zoralımının TCK’nın 54. maddesi uyarınca mümkün bulunmadığı, 2521 sayılı Kanunun 13/son. maddesine göre de ruhsatı olmayan tüfek hakkında gereğini yerine getirmeye karar vermeye mülki amirin yetkili olması karşısında, tüfeğin TCK’nın 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı görüldüğünden bozulmasına, ancak bu durumun yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 12. bendinin hükümden çıkarılarak yerine “Şebinkarahisar Adli Emanetinin 2014/119 sırasına kayıtlı … ibareli B009 seri nolu tek kırmalı av tüfeği ve -12-12-12-12- ibareli 12 Call. Av. Fişeği Kartuşlarının 2521 sayılı Kanunun 13. maddesine göre gereğinin ifası için yetkili mülki amirliğe gönderilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına dair Dairemizin 06/02/2019 tarihli, 2016/9696 Esas, 2019/1455 Karar sayılı ilamına, “sanık hakkında düzenlenen soruşturma evrakında yer alan dosya arasında bulunun olay yeri fotoğrafları, olay yeri krokisi, sanık ve tanık beyanları gözönüne alındığında, sanığın meskun mahalde, akşam vaktinde, 109,7 promil alkollü şekilde, havanın da kararması nedeniyle görüşün nispeten azaldığı saatlerde, elindeki tüfeğin menzilini, hedef aldığı nesnenin hareket kabiliyetini, ateş edilen güzergahta insanların bulunabileceği hususlarını dikkate almadan, bir el ateş etmesi sonucunda, karşı tarafta yaklaşık 51 metre uzaklıkta bulunan birisinin yaralanabileceğini ya da ölebileceğini öngörmesine rağmen, bunu kabullerek, sonucun meydana gelmemesi için herhangi bir önlem almayıp eylemini gerçekleştirdiği, sanık … eve geldikten yaklaşık 15-20 dakika sonra tüfekle ateş ederken, taraflar arasındaki bir saat önce yaptıkları tartışmayı yok sayarak ve çevrede bulunan hiçbir kimseye haber vermeden ve çatıda bulunan insanları suliet olarak fark edebileceği halde, sanık …’nın umursamaz ve aldırmaz bir tavır içinde hakaret ederek silahla ateş ettiği ve maktül …’ın ölümüne sebebiyet verdiği, sanık … ateş ederken çevrede bulunan bir kimsenin vurulabileceğini öngörmesi gerektiği, ancak sanığın alkolün de etkisiyle meydana gelen neticenin gerçekleşmesi konusunda “olursa olsun” şeklindeki kabullenme duygusuyla hakaret ederek olası kasıtla adam öldürme suçunu işlediği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmekle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesine 02/07/2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesine eklenen (3). fıkra uyarınca itiraz konusu değerlendirildi:
02/07/2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesine eklenen (2) ve (3). fıkra hükümleri uyarınca itiraz konusu değerlendirilip, önceki kararda değişiklik yapılmasını gerektiren herhangi bir nedenin bulunmadığı, konunun Yargıtay Ceza Genel Kurulunca sonuca bağlanmasının daha uygun olacağı anlaşıldığından, dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.