Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/2117 E. 2019/6607 K. 23.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2117
KARAR NO : 2019/6607
KARAR TARİHİ : 23.05.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

Taksirle yaralama suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89/1, 89/2-b, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/8. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair Simav Asliye Ceza Mahkemesinin 23/10/2018 tarihli ve 2017/488 esas, 2018/479 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, Mahkemece 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/8. maddesinin 2. cümlesinde yer alan denetim süresi içinde kişi hakkında kasıtlı suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği gerekçesiyle hükmün açıklamasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde yer alan “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki düzenleme gereği, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanığın deneme süresi içerisinde yeniden kasıtlı bir suç işlemesi halinde ikinci kez hakkında anılan Kanun’un 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği, buna karşın mahkemece sanığın 5237 sayılı Kanun’un 89. maddesinde düzenlenen taksirli suç niteliğinde olan eylemi nedeniyle yazılı gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmesinde,
Kabule göre de; 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesine eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” biçimindeki düzenleme karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun maddi ceza hukukuna ilişkin sonuçlar doğuran karma bir yapıya sahip olması gözetildiğinde, kanun değişikliği öncesi dikkate alınarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi uyarınca lehe değerlendirme yapılması gerektiği, sanık hakkındaki yargılama konusu suç tarihinin 02/08/2017 olduğu, sanığın adlî sicil kaydında görülen Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/07/2014 tarihli ve 2013/121esas, 2014/554 sayılı kararına konu ilk suça ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 15/09/2014 tarihinde kesinleştiği, bu suçun 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce 24/06/2013 tarihinde işlenmiş olduğu cihetle, suç tarihi itibari ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel bir hal olmadığı, sonradan yapılan yasal değişikliğin sanık aleyhine yorumlanamayacağı gözetilmeden, anılan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 30.01.2019 gün ve 94660652-105-64-16760-2018-kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kurulan hükmün hukuki bir sonuç doğurmamasına imkan veren ve bu yönüyle sanık lehine olduğunda şüphe bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında uygulanabilmesi için, diğer koşulların varlığının yanında, “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” gerektiği, yaralanma ile sonuçlanan olayda soruşturma aşamasında sanık ile katılan arasında uzlaşmanın gerçekleşmediği, yargılama sırasında da katılan maddi zararı olduğunu beyan etmesine rağmen sanığın bu konuda bir girişimi, çabasının olmadığı, zararı da gidermediği, katılanın da şikayetinin devam ettiği nazara alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi olan mağdurun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi koşulunun yerine getirilmediği, her ne kadar mahkemece “sanık hakkında daha önceden hükmün açıklanmasını geriye bırakılmasına karar verildiğinden CMK’nın 231/8. maddesi gereğince yeniden hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına yer olmadığına” şeklindeki hatalı gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmemiş ise de, hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarından olan “zarar gideriminin” yapılmaması nedeniyle, mahkemenin 23.10.2018 tarih 2017/488 esas, 2018/479 karar sayılı kararında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Simav Asliye Ceza Mahkemesinin 23/10/2018 tarihli ve 2017/488 esas, 2018/479 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK’nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.