Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/13271 E. 2020/3320 K. 09.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/13271
KARAR NO : 2020/3320
KARAR TARİHİ : 09.06.2020

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi

Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan sanık … Savcıoğlunun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 22/3, 62 ve 52. maddesi gereğince 2.660,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/11/2016 tarihli ve 2015/493 esas, 2016/547 sayılı kararına karşı katılanlar müdafii tarafından yapılan itirazının reddine ilişkin mercii Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/12/2016 tarihli ve 2016/1225 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
Sanık hakkında alkol ve uyuşturucu madde etkisi altındayken araç kullanma suçundan ilk olarak Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 02/07/2015 tarihli ve 2015/22653 soruşturma, 2015/6912 esas, 2015/6855 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, anılan suçtan sanık hakkında Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/493 esasına kayıtlı dosya ile yapılan yargılama sırasında, sanık hakkında katılan …’na yönelik aynı olaydaki taksirle yaralama eylemi nedeniyle taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 20/10/2015 tarihli ve 2015/30093 soruşturma, 2015/10186 esas, 2015/10114 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda, anılan kamu davasının Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/493 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine dair Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/11/2015 tarihli ve 2015/769 esas, 2015/956 sayılı kararının verildiği, söz konusu karar üzerine, birleşen dosya ile birlikte yürütülen yargılama neticesinde ise, sanığın üzerine atılı alkol ve uyuşturucu madde etkisi altındayken araç kullanma suçundan beraatine, taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan ise mahkûmiyetine, 5271 sayılı Kanunun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/11/2016 tarihli kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/12/2016 tarihli kararını takiben, bu kez sanık hakkında, katılan … ile kızı müşteki …’na yönelik aynı olaydaki taksirle yaralama eylemi nedeniyle taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 24/01/2017 tarihli ve 2016/6578 soruşturma, 2017/750 esas, 2017/675 sayılı iddianamesi ile Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/51 esasına (bozma sonrası 2019/109 esas) kayıtlı kamu davasının açıldığı, yargılama sonunda taksirle birden fazla kişinin yaralanması suçundan TCK’nın 89/4, 22/3, 62, 50. maddeleri gereğince 4000 TL adli para cezasına hükmedildiği hükmün sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 30.01.2019 tarihli 2017/429 Esas ve 2017/360 sayılı kararı ile “Yerel mahkemece sanık hakkında TCK’nın 89/4. maddesi uyarınca birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, eylemin bölünmesi suretiyle, TCK’nın 89/4. maddesinde düzenlen hukuk kuralına aykırı olarak her iki katılana yönelik yazılı hükümler kurulması, katılan vekilinin olayda ikinci bir kişinin de yaralandığını açıkça beyan etmesi ve dosya kapsamından da anlaşılmasına rağmen dosyada mevcut ikinci mağdura ait kati raporu da esas alınarak, iki mağdurun yaralandığı kabul edilerek, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken hükmün hukuka aykırı olarak tek mağdurun raporu esas alınmak suretiyle tesis edilmesi, bu suretle ikinci mağdurun raporu gözardı edilerek hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen tek mağdurun raporu deliline dayanması, birden fazla mağdurun olması halinde TCK’nın 89/4. maddesi uyarınca tek hüküm kurulmasına dair emredici hukuk kuralı olması, eylemin bölünememesi, mağdurların zararlarının giderilmemiş olması, mağdurların zararlarının giderilmemiş olması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceğine dair açıkça düzenleme olması nazara alındığında yerel mahkemece ilk verilen hükmün açıklanması geri bırakılması kararına karşı olağan veya olağanüstü kanun yollarına müracaat edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılması ve daha sonra her iki dosyanın birleştirmesi suretiyle hüküm verilmesi gerekirken yasaya aykırı olarak her iki katılana yönelik ayrı hükümler kurulması” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına” karar verildiği ve dosyanın bu sebeple halen derdest olduğu anlaşılmakla;
Dosya incelendi:
Dosya kapsamına göre, olay tarihinde alkollü olduğu hâlde sevk ve idaresindeki 34 ED 7146 sayılı plakalı aracı ile katılan …’nun sevk ve idaresindeki 34 KR 9637 sayılı plakalı motorsiklete çarpmak suretiyle, katılan … ve kızı müşteki …’nun yaralanmasına neden olan sanığın, mahkemesince sadece katılan …’na yönelik eylemi nedeniyle mahkûmiyetine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de;
1-Sanığın olay tarihindeki eylemi nedeniyle, mağdurlar … ve kızı …’nun, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesinin 21/06/2015 tarihli ve 1317 ile 1318 sayılı adlî raporlarına göre yaralandıkları ve mağdurların sanıktan şikâyetçi olduklarının anlaşılması karşısında, mahkemesince katılan … ile birlikte müşteki …’nun aynı olayda yaralandığı da gözetilerek, adı geçen müşteki yönünden sanık hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunularak, suç duyurusunun sonucunda açılacak kamu davasının da görülmekte olan kamu davası ile birleştirilerek taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/4. maddesi uyarıca yapılarak yargılama sonucuna göre sanığın hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de;
2-Benzer olayla ilgili olarak, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 06/02/2012 tarihli ve 2010/6468 esas, 2012/3206 karar; 06/02/2012 tarihli ve 2011/850 esas, 2012/3309 karar; sayılı ilamları ile Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 22/02/2017 tarihli ve 2016/10606 esas, 2017/1513 karar; 14/04/2016 tarihli ve 2015/6294 esas, 2016/15295 karar sayılı ilâmlarında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı Kanunun 231. maddesindeki düzenleme ile “suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, anılan Kanunun 231/5. maddesi gereğince, sanık hakkında aynı Kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 esas, 2009/13 karar sayılı ilâmında yer alan; “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir.” şeklindeki açıklama da nazara alındığında, her olaya özgü ayrı bir değerlendirme yapılarak maddî zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilmesi ve 5271 sayılı Kanunun 231. maddesindeki diğer objektif ve subjektif şartların bulunması halinde, sonucuna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılamayacağı hususunun tartışılması gerektiği, somut olayda mahkemesince yapılan yargılama sırasında, sanığın eylemi nedeniyle katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin zarar araştırması yapılmadığı gibi, katılandan da bu hususun sorulmadığı, bu hâlde 5271 sayılı Kanunun 231. maddesindeki şartların bulunduğundan bahisle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesinde, isabet görülmediğinden;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/12/2016 tarihli ve 2016/1225 Değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.