Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/1275 E. 2019/6366 K. 20.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1275
KARAR NO : 2019/6366
KARAR TARİHİ : 20.05.2019

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : 53.148,55 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın
davalıdan alınarak davacıya verilmesine

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Bozma ilamı üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dairemizin 20/03/2017 tarihli bozma ilamı sonrası yapılan araştırmaya göre, davacının 2008, 2009 ve 2010 yıllarında tarımsal destekleme ödemelerinden yararlandığının anlaşılması karşısında, davacıya ait arazilerin ekilmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle davacının tarımsal faaliyetine ilişkin olarak maddi tazminata hükmolunamayacağı ancak dosya içeriğine göre, tutuklandığı tarihte davacının aynı zamanda şirket ortağı ve müdürü olduğu, şirketinin gelir durumu ile davacının şahsi zararının birbirinden bağımsız olarak değerlendirilerek davacının tazmin edilebilir gerçek maddi zararının ortaya çıkartılması gerektiği, ayrıca davacının ortağı ve müdürü olduğu şirketten maaş ya da huzur hakkı gibi maddi bir karşılık aldığına yönelik herhangi bir iddia bulunmadığı, davacının 04/11/2008 tarihinde tutuklandığı, şirketin 2008 yılı karının da asgari ücret miktarından düşük olduğu dikkate alınarak, tutuklu kalınan döneme ilişkin olarak 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları esas alınıp ay ve gün üzerinden hesaplama yapılarak 7.859,10 TL’nin maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi,
2- 27/05/2016 tarihli hükümde 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi üzerine Dairemizin 20/03/2017 tarih, 2016/12383 Esas – 2017/2150 Karar sayılı bozma ilamında hükmolunan manevi tazminat miktarının fazla olduğu belirtilmesine ve bozma ilamı sonrası mahkemece de direnme kararı verilmemesine karşın, bozma ilamının gereği yerine getirilmeyerek, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar elde edeceği parasal değer dikkate alınarak, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla olacak şekilde 50.000 TL manevi tazminata hükmolunması,
3- 694 sayılı KHK ile 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesine eklenen 9. fıkranın karar tarihinde yürürlükte bulunduğu dikkate alınarak, davacı lehine hükmolunacak vekalet ücreti miktarının CMK’nın 142/9. maddesine göre tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- ”10/04/2018” olan karar tarihinin, gerekçeli karar başlığında ”11/04/2018” olarak yazılması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 20/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.