Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/11441 E. 2021/6978 K. 18.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/11441
KARAR NO : 2021/6978
KARAR TARİHİ : 18.10.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 62/1, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ve katılanlar vekilinin sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak
Dosya içeriğine göre; Sanık sürücü … sevk ve idaresindeki minibüs ile yerleşim yeri içinde bulunan azami hız limitinin 50 km olduğu, bölünmüş, tek yönlü, üç şeritli asfalt kaplama cadde üzerinde gündüz vakti yağmurlu havada seyri esnasında yol şartlarına uygun hızda hareket etmeyerek önündeki aracı sollayarak sol şeride geçmeye çalıştığı esnada 26,5 metre fren izine rağmen duramayarak orta refüje çıkarak burada 18,5 metre sürüklendikten sonra yaya geçidi için konulmuş bulunan trafik lambasının demir direğine çarpması sonucu sanığın asli kusuru ile araçta yolcu olarak bulunan …, … ve …’un hayati tehlikeye sebebiyet vermeyecek, basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve kırığın hayati fonksiyonlara olan etkisi ağır (6), orta (4) ve ağır (5) derece olacak nitelikte yaralanmalarına neden olduğu olayda;
1-Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmekte olup, dava konusu olayda sanık asli kusurlu olmakla birlikte dört kişinin yaralanması, yaralanmanın niteliği, maddede öngörülen cezanın alt sınırı nazara alınmak suretiyle, cezada orantılılık ilkesi ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
2-CMK’nın ”Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230. maddesinin 1-d bendinde; cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gerekçede gösterilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiş; yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.09.2018 tarihli ve 2015/4-1163 Esas-2018/382 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hüküm bölümünde CMK’nın 230. ve 232. maddeleri uyarınca cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına ya da bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanakların açıkça gösterilmesi zorunluluğu bulunmakta olup; dosya içeriğine göre adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, lehe hükümler istemi bulunmasına rağmen tayin edilen hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesinin düzenlendiği 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı karar yerinde tartışılmadan hüküm kurulması suretiyle CMK’nın 230/1-d maddesine aykırı davranılması;
Kanuna aykırı olup, sanığın ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA,
18/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.