Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/10934 E. 2021/6533 K. 05.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/10934
KARAR NO : 2021/6533
KARAR TARİHİ : 05.10.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Taksirle yaralama, kasten yaralama
Hüküm : Sanık … hakkında taksirle yaralama suçundan TCK’nın 89/4. maddesi gereğince mahkumiyet
Sanık … hakkında katılan …’e karşı kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/2, 29. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık … hakkında katılan …’e karşı kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/2. maddesi gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanık …’ın, kasten yaralama suçundan sanık …’nin mahkumiyetine yönelik hükümler sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Katılan sürücü Mehmet’in sevk ve idaresindeki araçla geceleyin meskun mahal dışındaki aydınlatması bulunmayan bölünmüş yolda seyri sırasında, kaza mahalli olan kavşağa geldiğinde sanıklardan …’ın çobanlığını yaptığı koyun sürüsünün yol üzerinde bulunması nedeniyle hayvanlara çarptığı, aracın aldığı darbe nedeniyle araçtaki 6 kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, sanık …’nin yaklaşan tüm vasıtaları yeterli mesafeden zamanında uyarmamış ve durdurmamış olmakla geçiş için güvenli ortamı sağlamadığından asli kusurlu olduğu, kazadan sonra sanıklardan …’nin mağdur …’ü darp ettiğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık … hakkındaki taksirle yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar müdafinin cezanın fazla olduğuna, kusur durumuna yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istemeye uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında katılan …’e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde:
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK’nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL’ye kadar (2000 TL. Dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkûmiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkûmiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL. dahil) para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu, bu kapsamda, mahkeme tarafından 17.05.2016 tarihinde verilen 3.000 TL adli para cezasından ibaret mahkûmiyet hükmüne karşı, suç niteliğine ilişkin de herhangi bir temyiz istemi bulunmadığından ,temyiz itirazın, tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
3-Sanık … hakkında katılan …’e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince:
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 86. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ”kasten yaralama” suçuna ilişkin olduğu, tkasten yaralama suçu için TCK’nın 86. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ”dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası” olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK’nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ”Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ”Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ”01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de;Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ”…kovuşturma evresine geçilmiş…, …hükme bağlanmış…” ibarelerinin, aynı bentte yer alan ”…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ”mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 7. maddesi ile CMK’nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ”Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.