Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/1060 E. 2019/5996 K. 09.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1060
KARAR NO : 2019/5996
KARAR TARİHİ : 09.05.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dairemizin 24/02/2015 tarihli, 2014/20459 Esas, 2015/3420 Karar sayılı ilamı ile “Bu itibarla, öncelikle, taşınmazın sanığa intikal ettiği tarih ve sonrasında, sanık tarafından tapu kaydının beyanlar hanesinde mevcut bulunan şerhe vakıf olmasına neden olacak her hangi bir işlem yapılıp yapılmadığı araştırılarak, konusunda uzman arkeolog, sanat tarihçi ve inşaat mühendislerinden oluşan bilirkişi heyeti marifetiyle keşif icra edilerek, kullanılan malzemelerin yıpranma durumu, işçilik ve diğer teknik etmenler birlikte değerlendirilerek yapım tarihleri ve özellikle taşınmazın sanığa intikal ettiği tarihten önce veya sonra gerçekleştirilip gerçekleştirilmedikleri, söz konusu uygulamaların bizatihi korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli bulunan taşınmazın mimari yapı öğelerine ve özgün dokusuna zarar verip vermediği araştırılarak, dava konusu imalatların sanığa taşınmazın intikali tarihinden sonra ve zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleştirildiğinin, kültür varlığına ve/veya sit alanına zarar verildiğinin, sanığın izinsiz uygulamaları gerçekleştirdiği tarih ve öncesinde tapu kaydında yer alan dava konusu taşınmazın kültür varlığı vasfında olduğuna dair şerhe vakıf olduğunun belirlenmesi halinde 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-1. cümle ve değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 65/a maddesi uyarınca mahkumiyeti gerekeceği, izinsiz olarak gerçekleştirilen uygulamaların kültür varlığına zarar vermediğinin, taşınmazın sanığa intikalinden sonra ve fakat zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleştirildiğinin tespiti durumunda ise, taşınmazın aynı zamanda kentsel sit alanı içerisinde bulunması nedeniyle eylemin izinsiz olarak fiziki ve inşai müdahale kapsamında değerlendirilmesi, bu bağlamda, öncelikle, Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmeliğinin, tescil işlemleri başlığı altında bulunan 7. maddesinin, tescil edilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı il merkez ilçesinde bulunuyorsa valilikçe, ilçe sınırları içinde kalıyorsa kaymakamlıkça, tescil kararının valiliğe veya kaymakamlığa tebliğ tarihinden itibaren en geç 3 gün içinde ilan tahtalarına asmak, belediye hoparlörüyle duyurmak ve köy muhtarlığına bildirmek suretiyle ilâna ait tutanak Bakanlığın o ildeki temsilcisine teslim edilir hükmü karşısında, söz konusu kurul kararlarının mahallinde, kaymakamlık ve belediye tarafından ilan edilip edilmediği, anılan kurumlar ile illerde …’nın temsilcisi olan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünden sorularak, anılan Kurul kararlarının sanığın yaşadığı ve taşınmazın bulunduğu bölgede ilan edildiğinin tespiti durumunda, Gölcük ilçesinin bağlı bulunduğu Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunması karşısında, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanunun 65/1-2. cümle ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler yönünden, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi, suça konu taşınmaza ilişkin Kurul kararlarının mahallinde ilan edilmediğinin, sanığın taşınmazın kültür varlığı niteliğinde olduğuna dair tapu kaydında yer alan şerhe uygulamanın yapıldığı tarih ve öncesinde vakıf olmadığının belirlenmesi durumunda ise, sanığa atılı suçun manevi unsuru oluşmayacağından beraatine karar verilmesi gerekeceği nazara alınmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi, ”nedenleri ile hükmün bozulmasına karar verildiği,Gölcük Belediye Başkanlığı’nı 22.04.2016 tarihli yazı ekinde, 24.08.2001 tarihinde kurul kararının ilan edildiğine dair tutanağının dosyaya ibraz edildiği anlaşılmakla; Gölcük ilçesinin bağlı bulunduğu Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunması karşısında, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’un 65/1-2. cümle ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler gözönümde bulundurularak sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraatine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.