Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/10247 E. 2021/2855 K. 22.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/10247
KARAR NO : 2021/2855
KARAR TARİHİ : 22.03.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yarama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 62, 50/1-a., 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ceza miktarına, katılanlar vekilinin cezanın hakkaniyete uygun olmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık sürücü sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahal içerisinde gece vakti, iki şerit gidiş iki şerit gelişli ve orta refüjle bölünmüş tek yönlü, eğimsiz, asfalt kaplama, aydınlatma ve yol şerit çizgisi ile trafik levhalarının olduğu karayolunda seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeritten gelen katılan sürücünün sevk ve idaresindeki otomobilin ön kısmına çarpması sonucu sanığın asli ve tam kusurlu olarak dört kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve katılanlardan üçünün yüzlerinde kalıcı ize neden olabilecek ve katılanlardan birinde kırığın hayati fonksiyonlara etkisinin orta (4) derece bir diğerinde ise kırığın hayati fonksiyonlara etkisinin ağır (5) derece olacak şekilde yaralanmalarına neden olduğu olayda,
Dosya kapsamına göre, soruşturma aşamasında katılanlardaki yaralanmalara ilişkin Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 06.11.2014 raporlarda; katılan … hakkında, vücudundaki kırıkların hayat fonksiyonlarını (5). derecede etkileyecek seviyede olduğu ancak yüzde sabit iz veya yüzünün sürekli değişikliğine, duyularından ya da organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden olup olmadığı yönünden değerlendirilebilmesi için şahsın olay tarihinden 6 ay sonra muayene olmak üzere Adli Tıp Polikliniğine gönderilmesi gerektiğinin belirtildiği; … ve … hakkında, yüz sınırları içindeki lezyonların yüzde sabit iz veya yüzünün sürekli değişikliğine neden olup olmadığı yönünden değerlendirilebilmesi için şahsın olay tarihinden 6 ay sonra muayene olmak üzere Adli Tıp Polikliniğine gönderilmesi gerektiğinin belirtildiği buna rağmen belirtilen eksiklik giderilmeden söz konusu raporlara istinaden sanık hakkında hüküm tesis edildiğinin anlaşılması karşısında, ilgili raporların hüküm kurmaya yetecek nitelikte olmadığı, her ne kadar yaralanmaların niteliği suç vasfını etkilemeyecek olsa da temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulması açısından, belirtilen süre beklenip mevcut yaralanmaların niteliğinin saptanması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kabule göre de;
a)Yukarıda anlatılan şekilde gerçekleşen olayda, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK’nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, tam ve asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu dört kişinin nitelikli şekilde yaralanmasına neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması,
b)Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK’nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA; 22.03.2021 tarihinde oybirliğiyle ile karar verildi.