Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2018/8149 E. 2019/5173 K. 17.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/8149
KARAR NO : 2019/5173
KARAR TARİHİ : 17.04.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Hüküm : TCK’nın 136/1, 53/1-a-b-c-d-e, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …’nın, aralarındaki arkadaşlık ilişkisini sona erdiren mağdur …’ye ait telefon görüşme kayıtlarını ve hesap ekstrelerini, onun bilgisi ve rızası dışında ele geçirmesi biçiminde sübut bulan eyleminin, TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasında tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğuna dair yerel mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörülmüş iken, anılan madde ve fıkrada, suç tarihinden sonra ve karar tarihinden önce 06.03.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 4. maddesi ile yapılan değişiklikle ceza miktarının iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş olması karşısında, TCK’nın 7/2. madde ve fıkrası gereğince, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün halinde uygulanması ve bu durumun kararın gerekçesine yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken, sanık hakkında TCK’nın 136/1. madde ve fıkrası gereğince asgari hadden ceza tayin edildiğinin açıklanması karşısında, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanığın lehine olan düzenleme gereğince 1 yıl hapis cezası hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, 2 yıl hapis cezası hükmolunması suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi,
2-Sanığa ait adli sicil ve arşiv kaydındaki temyiz incelemesine konu suç tarihinden sonra kesinleşen ilamın tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,
3-TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki hak yoksunlukları açısından Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının dikkate alınmaması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.