YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7878
KARAR NO : 2019/347
KARAR TARİHİ : 10.01.2019
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK’nın 231/11 maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile, 2863 sayılı Kanunun 74/2, TCK’nın 62, 53, 54.maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılama sonunda Urla Asliye Ceza Mahkemesinin 24/05/2006 tarihli, 2005/458 Esas, 2006/175 Karar sayılı ilamı ile 2863 sayılı Kanunun 74/2, TCK’nın 62, 52/2-4, 54. maddeleri gereğince sanığın mahkumiyetine hükmedildiği, anılan hükmün şikayetçi vekili ve sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 28/09/2009 tarihli ve 2008/7140 Esas, 2009/9252 Karar sayılı ilamıyla, 5728 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanunda ve 5271 sayılı CMK’nın 5560 sayılı Kanun ile değişik 231. maddesinde yapılan değişiklikler değerlendirilerek lehe kanun değerlendirmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı saptanarak sonucuna göre uygulama yapılması zorunlu olduğundan hükmün bozulduğu, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, 03/03/2010 tarihli karar ile sanığın, 2863 sayılı Kanunun 74/2, 5237 sayılı TCK’nın 62, 53, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddeleri uyarınca 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın itiraz üzerine 18/05/2010 tarihinde kesinleştiği ve belirtilen tarih itibariyle beş yıllık denetim süresi başladığından, 5271 sayılı CMK’nın 231/8. maddesi uyarınca dava zamanaşımının durduğu, daha sonra sanığın 15/12/2013 tarihinde kasten yaralama suçunu işlediği sabit kabul edilerek, İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/03/2014 tarihli ilamı ile kesin nitelikte mahkumiyetine hükmedildiği, ihbar üzerine yeniden ele alınan dosyada, 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına karar verildiği anlaşılmakla;
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 2863 sayılı Kanunun 74. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, zamanaşımını kesen en son işlem, 24/05/2006 tarihli mahkumiyet hükmü olup, anılan tarihten itibaren 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımının durma süresi de gözetildiğinde, inceleme tarihinden önce dolduğu anlaşılmakla, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkındaki davanın DÜŞMESİNE, 10/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.