Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2018/7784 E. 2019/7144 K. 11.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7784
KARAR NO : 2019/7144
KARAR TARİHİ : 11.06.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma
Hüküm : CMK’nın 231/11. maddeleri uyarınca açıklanan, TCK’nın 179/3-2, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, Mahalli Cumhuriyet savcısı ve üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, TCK’nın 179/3-2, 62. maddeleri gereğince 25 gün hapis ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Türkoğlu Sulh Ceza Mahkemesinin 02.05.2014 tarihli ve 2014/56 esas,2014/139 karar sayılı kararının 16.07.2014 tarihinde kesinleşmesine müteakip sanığın denetim süresi içinde 14.10.2015 tarihinde TCK’nın 179/3-2 maddesinde tanımlanan trafik güvenliği tehlikeye sokma suçunu işlediği ve Türkoğlu Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 04.02.2016 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Türkoğlu Asliye Ceza Mahkemesinin 14.03.2016 tarihli ve 2016/57 Esas, 2016/168 Karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanunun 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır. Ayrıca Ceza Muhakemesi Kanununun 230. maddesi uyarınca, hükmün gerekçesinde , suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirmesinin yapılması, Ceza Kanununda öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkumiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesi zorunludur. Gerekçeli, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Bu nedenle, gerekçede hükme esas alınan veya reddedilen bilgi ve belgelerin belirtilmesi ve bunun dayanaklarının gösterilmesi, bu dayanakların da, geçerli, yeterli ve yasal olması gerekmektedir. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmakta olup, bu ilkelere uyulmadan gerekçesiz kararla hükmün kurulması,
2-Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle yeniden yapılan yargılamada, sanığa usulüne uygun şekilde çağrı kağıdı çıkarılıp, hükmün açıklanmasını gerektiren koşulların oluşup oluşmadığının duruşma açılarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesine aykırı olarak, duruşma açılmadan tensiben karar verilmesi suretiyle sanığın savunma hakkının ihlal edilmesi,
Kabule göre de;
Türk Ceza Kanununun 50/3. maddesi gereğince, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş sanıkların bir yıl ve daha az süreli, diğer sanıkların ise otuz gün ve daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesi zorunlu olup, sanığın adli sicil kaydında bulunan ilamın adli para cezasına ilişkin olduğu/silinme koşullarının oluştuğu/ sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde sabıkasız olduğu anlaşılmakla, suç tarihi itibariyle daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan sanık hakkında hükmedilen 25 gün hapis cezasının, TCK’nın 50. maddesinin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısı ve üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA 11/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.