Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2018/6004 E. 2018/11808 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6004
KARAR NO : 2018/11808
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : CMK’nın 223/7. maddesi gereğince davanın reddi

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, sanık hakkında daha önce idari yaptırım cezası uygulanmış olmasından dolayı aynı eylem sebebiyle iki ayrı ceza verilemeyeceği gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Türk Ceza Kanununun “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma halinin suç olarak düzenlendiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48/5. maddesinde ise alkollü araç kullanma eyleminin düzenlendiği ve bu kabahatten dolayı idarece idarî para cezasının tayin edilebileceğinin hüküm altına alındığı her iki eylemin unsurları itibariyle farklılık arz ettiği, kaldı ki, Karayolları Trafik Kanununun 48/5. maddesinde, uyuşturucu ve keyif verici maddeleri alarak araç kullananlara, eylemi başka bir suç oluştursa bile ayrıca bu madde gereğince idari para cezası uygulanacağının, Karayolları Trafik Kanununun 48/6 maddesinde, hususi otomobil sürücüleri için 0.50 promilin diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi halinde ayrıca Türk Ceza Kanunundaki igili hükümlerin uygulanacağının belirtilmesi karşısında; CMK’nın 223/7. maddesinde yer alan, “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir” şeklindeki düzenlemenin, aynı sanık hakkında, aynı fiil nedeni ile önceden verilmiş bir mahkeme hükmü ve açılmış bir davanın olması durumlarında sözkonusu olacağı, dosya kapsamına göre, sanık hakkında aynı fiil ile ilgili açılmış bir davanın bulunmaması, sanık hakkında kabahatten dolayı verilen idari para cezasının belirli kurallara aykırılık nedeniyle, doğrudan doğruya idarî merciler tarafından verilen para cezası olduğu, Anayasa Mahkemesi de bir kararında idarî para cezaları ile ilgili olarak, “İdarenin hizmetlerini gereği gibi ve ivedilikle görebilmesi için, yaptırım uygulama yetkilerine gereksinimi vardır. İdare bu yetkilerle, kamu düzeni ve güvenliğini, kamu sağlığını, ulusal servetleri zamanında ve gereği gibi koruyabilir. Bu nedenle, idareye, geniş ve çeşitli yaptırımlar uygulama yetkisi tanınmıştır. İdarî cezalar, idarî yaptırımların en önemlilerinden biridir. İdarî cezalar arasında yer alan para cezaları da bu amaçla etkin ve yaygın bir biçimde uygulanmaktadır. İdarî para cezalarını diğer cezalardan ayıran en belirgin nitelik, onların idarî makamlar tarafından kamu gücü kullanılarak verilmesidir” hükümlerine yer verildiği, sanık hakkında verilen idari para cezası ile adli cezanın amacı ve neticesi farklı olması nedeniyle, aynı fiilin ayrı hukuk disiplinleri kapsamında farklı şekillerde mütalaa edilmesi gerekmekte olup, bir fiilin söz konusu hukuk disiplinlerinin öngördüğü farklı yaptırımlarla cezalandırılmasının ise hukuk devleti ve “aynı fiilden dolayı iki kez yargılama olmaz” ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceğinden, mahkemece 264 promil alkollü olarak araç kullanarak maddi hasarlı kazaya neden olan ve bu şekilde trafik güvenliğini tehlikeye düşüren sanık hakkında TCK’nın 179/3. maddesi delaletiyle 179/2. maddesinden mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken belirtilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.