Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2018/5928 E. 2018/11433 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5928
KARAR NO : 2018/11433
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma
Hüküm : Her iki sanık hakkında CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık …’ın beraatine ilişkin hükmün incelenmesinde ;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; mahkemece kabul edilen oluş karşısında, yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, “sanığın üzerine atılı suça ilişkin kastının bulunmaması” nedeniyle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 1. fıkrasının tamamen hükümden çıkarılarak yerine “Her ne kadar sanık … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dava açılmış ise de; yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle, CMK’nın 223/2-b maddesi uyarınca sanık …’ın beraatine” ifadesinin yazılması suretiyle sanık …’ın beraatine ilişkin hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık …’nin beraatine ilişkin hükmün incelenmesinde ise;
Her ne kadar mahkemece , sanığın üzerine atılı suça ilişkin kastının bulunmadığı, sanık hakkında üzerine atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığından bahisle beraat hükmü kurulmuş ise de; sanık …’in üzerine atılı suçlamayı kabul etmemekle birlikte , kepçe bulmak için harekete geçtiğini kabul ettiği, …’ın kolluktaki ve duruşmadaki beyanında; …’nin kepçe ile kazı yapılması için kendisini aradığını, duruşmadaki beyanında ayrıca, …’nin orada bekliyor olacağını söylediğini belirttiği, …’ın kolluktaki ve duruşmadaki beyanında; …’nin olay yerinde olduğunu ve kendisine orta refüjü kazmasını söylediğini belirttiği, petrol istasyonunda çalışan …’un kolluktaki beyanında; …’nin orta refüjü açma çalışmasına başladığını ve kendisinden su deposunun vanasını açmasını istediğini, kendisinin de orta refüjün açıldığını görünce vanayı açtığını, duruşmadaki beyanında ise , su vanasını kendi açtığını, ancak yine, olay yerinde kepçe kazı yaparken …’nin geldiğini belirttiği, tüm bu beyanlar birlikte değerlendirildiğinde, kepçe ile orta refüjün açılması sırasında …’nin olay yerinde olduğu ve kendi beyanının aksine orta refüjün açıldığını gördüğünün sabit olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu bir tehlike suçu olup, 03/04/2015 tarihli tutanakta, yapılan işlemin seyir halindeki araç sürücülerinin can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturduğunun belirtildiği, mahkemece yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporunda da; orta refüjü açanların araç sürücülerinin can ve mal güvenliğini tehlikeye attığı ve bunun trafik güvenliğini tehlikeye soktuğunun tespit edildiği anlaşılmakla, sanık …’nin üzerine atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine karar vermek gerekirken beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 29/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.