Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2018/5674 E. 2023/2430 K. 06.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5674
KARAR NO : 2023/2430
KARAR TARİHİ : 06.07.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/543 – 2017/363
SUÇ : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Zile Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.12.2012 tarihli ve 2012/240 Esas, 2012/451 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan, aynı Kanun’un 67/1, 75, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 ve 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Zile Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.12.2012 tarihli ve 2012/240 Esas, 2012/451 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin 17.11.2016 tarihli ve 2016/7868 Esas, 2016/12843 Karar sayılı kararı ile,

“1- Dava konusu eserler üzerinde, üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, mevcut durumları itibariyle bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgileri, tasnif ve tescile tabi, bildirim zorunluluğu olan, yani 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlıkları olup olmadıkları tespit edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, dosyanın tarafı konumundaki Müze Müdürlüğünde görevli uzman tarafından hazırlanan rapor hükme esas alınmak suretiyle hüküm tesis edilmesi,

2- Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması” nedenleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Zile Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.12.2017 tarihli ve 2016/543 Esas, 2017/363 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan, aynı Kanun’un 67/1, 75, 5237 sayılı Kanun’un 62 ve 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

4. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 01.09.2018 tarihli, 2018/24745 sayılı ve “Hükmün verildiği son celsede sanık müdafinin sanık lehine olan yasa hükümlerinin uygulanmasını talep ettiği anlaşılmakla, kısa süreli hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında TCK’nın 50/1. maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının hükümde tartışılmaması ve kendisini vekille temsil ettiren katılan yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulması” yönünde görüş bildiren Tebliğname ile dava dosyası Dairemize tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık müdafinin temyiz isteği; suçun unsurlarının oluşmadığına, sanık hakkında beraat hükmü tesis edilmesi gerektiğine ilişkindir.

2. Katılan vekilinin temyiz isteği; katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmediğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemenin Kabulü
“Dosyanın incelenmesinde mahkememizin 13.12.2012 tarih ve 2012/240 E. 2012/451 K. sayılı kararının Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2016/7868 E. 2016/12843 karar sayılı kararı ile bozulması üzerine yeni esas üzerinden Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada 3 kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporla tespiti yapılan 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 29, 30, 31, 32 no ile belirtilen kültür varlığı, 27, 28, 33, 34 nolu eserlerin sahte oldukları bildirilmiş olup, sanığın çok sayıda kültür eseri bulundurduğu ve bildirim yükümlülüğüne bilerek aykırı hareket ettiği, sanığın savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilerek, sanığın üzerine atılı suçu işlediği kanaatine varılarak cezalandırılmasına karar verilmiştir.”

2. Zile Sulh Ceza Mahkemesinin 23.05.2012 tarihli ve 2012/106 Değişik iş sayılı arama kararına istinaden olay günü sanığın ikametgâhında yapılan aramada 247 adet eser ele geçirildiği, sanığın aşamalardaki tutarlı savunmalarında, suça konu eserleri 1,5 – 2 ay kadar önce arazide bulduğunu beyan ettiği, 05.06.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda sanıktan ele geçirilen eserlerden 205 tanesinin 2863 sayılı Kanun kapsamında taşınır kültür varlığı olduklarının tespit edildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Müdafinin Temyiz İstemi Yönünden;
1. Suçun unsurlarının oluşmadığına, sanık hakkında beraat hükmü tesis edilmesi gerektiğine ilişkin temyiz istemi yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin suçun unsurlarının oluşmadığına, sanık hakkında beraat hükmü tesis edilmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2. Sair Temyiz İstemleri Yönünden;
5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerektiği, mahkemece yargılama sırasındaki davranışları lehine değerlendirilerek cezasında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi gereğince indirim yapılan ve 21.12.2017 tarihli karar celsesinde müdafii tarafından lehe hükümlerin uygulanması talebinde bulunulan sanık hakkında, TCK’nın 50 nci maddesinin birinci fıkrasındaki hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması, hukuka aykırı bulunmuştur.

B. Katılan Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Kendisini vekille temsil ettiren katılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (A-2) ve (B) bentlerinde açıklanan nedenlerle Zile Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.12.2017 tarihli ve 2016/543 Esas, 2017/363 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.07.2023 tarihinde karar verildi.