Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2018/5199 E. 2018/12013 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5199
KARAR NO : 2018/12013
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : Şantaj, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
Hükümler : 1- Şantaj suçundan dolayı TCK’nın 107/1, 62, 53/1-2, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK’nın 134/2, 134/2-2, 62, 53/1-2. maddeleri gereğince mahkumiyet

Şantaj ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafiileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Şantaj suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiilerinin sübuta, temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın sübutu kabul edilen şantaj suçunun yasal unsurlarının tarif edildiği TCK’nın 107/2. madde ve fıkrasının, yaptırım yönünden aynı maddenin birinci fıkrasına atıfta bulunmasından dolayı sanık hakkında temel ceza belirlenirken, uygulanan kanun maddesinin, “TCK’nın 107/2. madde ve fıkrası yollamasıyla aynı kanunun 107/1. madde ve fıkrası” şeklinde gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve sanık hakkında belirlenen sonuç gün ile sanığın bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması esnasında uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. madde ve fıkrasına uyulmaması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususlarda aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 6 numaralı bölümünün temel cezanın tayinine ilişkin ilk paragrafındaki, “TCK’nın 107/1. maddesi” ibarelerinin, “TCK’nın 107/2. madde ve fıkrası yollamasıyla aynı Kanun’un 107/1. madde ve fıkrası” ibareleri ile değiştirilmesi, aynı bölümün 2. paragrafındaki, “günlüğü 20,00 TL’den” ibarelerinden önce gelmek üzere, hükme, “TCK’nın 52/1-2-3. madde ve fıkraları gereğince” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanık …’nin, mağdur … ile cinsel ilişkiye girdikleri esnada mağdurun bilgisi dahilinde çektiği görüntülerini, mağdurla aralarındaki arkadaşlık ilişkisi sona erdikten sonra, mağdurun rızası dışında, internette yayımlayarak TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin kabul edildiği olayda;
TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı kanunun 139/1. madde ve fıkrası uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olup, mağdurun, hüküm mahkemesine sunduğu 25.06.2012 hakim havale tarihli ve ekine nüfus cüzdanı fotokopisinin eklendiği kimlik tespiti içeren dilekçesinde sanığa yönelik şikayetinden vazgeçtiği, anılan dilekçenin duruşmanın 03.07.2012 tarihli 1. oturumunda okunması üzerine vazgeçmeden haberdar olan sanığın açıkça vazgeçmeye karşı koymadığı, aynı oturum mağdur sanıktan şikayetçi olduğunu beyan etmiş ise de şikayetten vazgeçmeden vazgeçmenin mümkün olmadığı, dosya kapsamı itibariyle CMK’nın 223/9. madde ve fıkrası kapsamında derhal beraat kararı verilmesini gerektiren haller de bulunmadığı nazara alınarak, kovuşturmada şikayet koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkındaki davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanık hakkındaki davanın TCK’nın 134, 139/1, 73/4, 73/6 ve CMK’nın 223/8. madde ve fıkraları gereğince DÜŞMESİNE, adli emanetin 2012/2547 sırasında kayıtlı CD’nin DOSYADA DELİL OLARAK SAKLANMASINA, 12.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.