Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2018/4789 E. 2019/324 K. 09.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4789
KARAR NO : 2019/324
KARAR TARİHİ : 09.01.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Özel hayatın gizliliğini ihlal, Tehdit
Hüküm : 1- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan TCK’nın 134/1, 62,53/1, 54. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Tehdit suçundan TCK’nın 106/1-1.cümle, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet

Özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:
Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede:
Dosya kapsamına göre; sanığın bir dönem duygusal arkadaşlık yaptığı ve ilişkinin varlığını ve boyutunu kendisinde saklı tutan katılana ait özel hayat kapsamındaki telefon konuşmalarını kaydetmesi şeklinde sübutu kabul edilen eyleminin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğuna ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, Ceza Genel Kurulunun 25.10.2018 tarihli 2018/4-394 esas, 2018/478 karar sayılı kararında da açıklandığı üzere özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişiklikten öncede uzlaşma kapsamında olduğu ve usulüne uygun olarak sorulduğunda katılanın uzlaşmak istemediğini beyan etmesi nedeniyle aynı Kanunun 35. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 254. maddesine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi için bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiş, sanık hakkında TCK’nın 134/1-1. cümlesi gereğince temel ceza belirlendikten sonra 2. cümle gereğince bir kat artırım yapılması gerektiği, sanık hakkında alt sınırdan ceza tayinine gidildiğinin belirtilmesi karşısında sonuç cezanın değişmeyeceği sebebiyle bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın usul ve yasaya aykırı karar verildiğine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, eleştirilen husus dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
2- Tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Hükümden sonra 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve TCK’nın 106/1-1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; TCK’nın 7/2. madde ve fıkrası uyarınca; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun’un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.