Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2018/4701 E. 2018/11085 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4701
KARAR NO : 2018/11085
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 50/4, 50/1-a, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve katılan zorunlu vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde 11 yaşında olan mağdurun yasal temsilcisi olup mahkemece katılmasına karar verilen annesi … her ne kadar mağdure zorunlu vekilinin temyiz dilekçesinden sonra 28.03.2018 havale tarihli dilekçesi ile temyiz hakkından feragat ettiğini bildirmiş ise de, bozma ilamından sonraki 09.02.2018 tarihli talimat duruşmasında 16 yaşında olan mağdurenin şikayetçi olup katılmak istediğini beyan ettiği, mağdurenin annesi olan …’ın da sanıktan şikayetçi olup katılmak istediğini bildirdiği anlaşıldığından, 28.03.2018 havale tarihli dilekçe içeriğinin şikayetten vazgeçme iradesi taşımadığı bu nedenle katılan zorunlu vekilinin temyiz başvurusunun mağdur ve kanuni temsilcisinin açık arzusuna aykırı nitelikte olmadığı ve yasal temsilcinin temyizden feragat dilekçesinin, katılan zorunlu vekilinin temyiz başvurusundan feragat sonuçlarını doğurmayacağı anlaşıldığından tebliğnamede bu yönde red öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın takdiri indirim nedenlerinin uygulanmamasına, kusuru olmadığına, beraat kararı verimesi gerektiğine, geçimini şoförlük ile sağlayıp sürücü belgesinin geri alınmasının hukuka aykırı olduğuna, katılan zorunlu vekilinin, ceza miktarına, cezada takdiri indirim uygulanmayıp seçenek yaptırıma çevrilmesine karar verilerek çelişki oluşturulduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine dayanak teşkil eden uygulama maddesinin 50/1-a maddesi olarak gösterilmesiyle yetinilmesi gerekirken TCK’nın 50/4. maddesi yollamasıyla TCK’nın 50/1-a şeklinde gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın ve katılan zorunlu vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 4. fıkrasında yer alan “50/4 maddesi yollamasıyla” ibaresinin çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.