Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2018/3629 E. 2018/11289 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3629
KARAR NO : 2018/11289
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanık …’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 89/2-e, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Diyarbakır (kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/06/2014 tarihli ve 2013/41 esas, 2014/375 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı suç işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 89/2-e, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Diyarbakır 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/11/2017 tarihli ve 2017/399 esas, 2017/643 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki 231/11. maddesi nazara alındığında; somut olayda denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında mahkemece eski hükmün aynen açıklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, 17/06/2014 tarihli ilk kararda “bilinçli taksir” hususundan bahsedilmediği halde, 06/11/2017 tarihli kararda sanığın, “…… Caddesi gibi yoğun trafik akışının olduğu cadde üzerinde aracıyla seyir halindeyken dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak cep telefonu ile ilgilenmek suretiyle müştekiye çarpmasının bilinçli taksirle hareket ettiğinin …” şeklindeki gerekçe ile ilk hükümle çelişki oluşturacak şekilde bilinçli taksirli olduğuna karar verilmesinde,
Kabule göre de;
06/11/2017 tarihli kararın gerekçe kısmında sanığın bilinçli taksirli olduğunun kabul edilmesine rağmen hüküm fıkrasında taksirle yaralama suçundan 5237 sayılı Kanunun 89/1 ve 89/2-e maddeleri uyarınca verilen cezanın anılan Kanun’un 22/3. maddesi gereğince artırılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayin edilmesinde,
İsabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 26.04.2018 gün ve 94660652-105-21-1116-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.05.2018 gün ve 2018/3701 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrasında, “denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkemenin hükmü açıklayacağı, ancak mahkemenin, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabileceği” hükmünün yer aldığı; buna göre; somut olayda sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükmün aynen açıklandığı, ilk hükümdeki gibi sanık hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 89/2-e, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedildiği, kesin olan hüküm nedeni ile katılan vekilinin sanık aleyhine kanun yararına bozma talebinde bulunduğunun anlaşılması karşısında;
Kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen teblignamedeki, açıklanan hükmün gerekçesi ile hüküm arasındaki çelişki nedeni ile bozma talebi, CMK’nın 309/4 maddesi gereğince kanun yararına bozma yoluyla sanık aleyhine gidilemeyeceği, hükmün aynen açıklanması nedeni ile incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Diyarbakır 11.Asliye Ceza Mahkemesinin 06.11.2017 tarihli ve 2017/399 esas, 2017/643 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK’nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 27.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.