Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2018/2213 E. 2020/7507 K. 24.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2213
KARAR NO : 2020/7507
KARAR TARİHİ : 24.12.2020

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : TCK’nın 66/1-e ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince zamanaşımı nedeniyle düşme

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında özel mülkiyete konu İstanbul Şişli Merkez Mahallesi 146 pafta 1028 ada 21, 22, 23, 24, 25 ve 45 parsellerde yer alan tescilli yapılarda onaylı projesine aykırı inşai faaaliyette bulundukları iddiasıyla açılan kamu davasında, sanıklardan Nuru …’ın malik, diğer sanık …’un sorumlu mimar, diğer sanıklar … ve …’nin ise inşaatın taşeronluğunu yaptıkları, 10.04.2000 tarihli yapı tatil tutanağı ile ruhsat alınmadan inşaata başlanıldığı gerekçesiyle inşaatın mühürlendiği, tutanakta İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 21/10/1998 tarih ve 10343 sayılı kararı ile onaylanan restitüsyon ve 16/06/1999 tarih ve 10876 sayılı kararı ile onaylanan restorasyon projesine aykırı olarak; ruhsat alınmaksızın inşaata başlanıldığı, Abide-i Hürriyet Caddesi cephesinde 1. normal kat seviyesine gelindiği, Kocamansur Sokak cephesinde ise 4. normal katın bitmiş olduğu, 44 parselin arkasına isabet eden 24-25 parselde ise 7.06.3 uygulamasının yapıldığı ve henüz zemin kat seviyesine gelindiğinin saptandığının belirtildiği, 10.04.2000 tarihli yapı tatil tutanağından sonra 14.04.2000 tarihinde davaya konu taşınmazların Ayhan Yazgan tarafından satın alındığı, her ne kadar İstanbul 1 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 19.09.2000 tarih 12274 sayılı kararı ile 21, 22, 23, 24, 25, 45 parselerin tevhidiyle önerilen uygulama projesi ile 25 parselde bulunup da yıkılmış olan yapının restitüsyon projesinin uygun bulunduğuna, uygulamanın Y. Mimar … denetiminde yapılmasına karar verilmi ise de, bu kararın 28.04.2000 tarihinde sanık … … hakkındaki soruşturma nedeniyle taşınmazlar üzerine Şişli 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 2000/737 müteferrik kararı ile konulan tedbir nedeniyle uygulanamadığı, daha sonra İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/737 esas sayılı dosyasında verilen 20.11.2012 tarihli karar ile tedbirin kaldırılmasına karar verildiği, taşınmazlar üzerinde tedbir kararı kaldırıldıktan sonra; 16.04.2013 tarihli yerinde yapılan incelemede, 21, 22, 23, 24, 25 ve 45 parseller üzerinde inşaatın devam ettiği, söz konusu parsellerde Abide-i Hürriyet Caddesine bakan cephesinin onaylı restorasyon projesinden farklı olarak zemin+1 normal katlı yapının yer aldığı, ayrıca Kocamansur Sokak’a bakan cephede 3 parça olması gereken çıkmaların bütün bir çıkma olarak yapıldığı, pencere doluluk boşluk oranların farklı olduğu, tevhid yapılmadığından ruhsat düzenlenmediğinin belirtildiği, sanıklar …, … ve …’nin aşamalardaki savunmalarında 2000 yılında Anıtlar Kurulundan onay alındıktan sonra inşaata başladıklarını, ancak sanık …’nun yurtdışında tutuklanmasından dolayı 2000 yılının nisan ya da mayıs aylarında işi bıraktıklarını, daha sonra da taşınmazlar üzerine tedbir konulduğunu, ondan sonra da hiçbir müdahelede bulunmadıklarını belirttikleri, sanık …’nun aşamalardaki savunmalarında 2000 yılından sonra herhangi bir inşaat faaliyeti olmadığını, taşınmazlar üzerindeki tedbirin 2012 yılında kaldırılmasından sonra davaya konu taşınmazları…’dan geri aldığını ve yeniden proje hazırlayıp belediyeye onay için sunduğunu belirttiği, 16.04.2013 tarihinde yerinde inceleme yapan uzmanların tanık sıfatıyla mahkemede alınan beyanlarında, her ne kadar raporlarında projeye aykırı inşaatın devam ettiğini belirtmiş iseler de, o tarihte devam eden bir çalışma olmadığını, her hangi bir yeni inşaat çalışması olmadığını, daha önce ruhsata aykırı olarak yapılmış ve yarım kalmış bir inşaat olduğunu, arsa üzerinde projesine aykırı ruhsatsız bina olduğu için o şekilde rapor düzenlediklerini beyan ettikleri, yargılama aşamasında inşaat mühendisi eşliğinde mahallinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda ise; 10.04.2013 tarihli yapı tatil tutanağından sonra Kocamansur sokağa bakan eski 24 ve tescilli 25 parsellerde daha önce inşaa edilen zemin kat üzerine ilgili belediyeden ruhsat alnmadan dört kat inşa edildiği, ayrıca tescilli eski 22 parselin Abide – i Hürriyet caddesine bakan ve daha önce yapılan zemin katın üzerine bir normal kat inşa edildiği, bu inşai faaliyetlerin 24.02.2015 tarihli keşif günü itibariyle 3 yıllık olduğunun belirtildiği, ancak raporda eskime, yıpranma, aşınma gibi teknik verilere yer verilmediği gibi ayrıca mahkemece tanık beyanları, sanık savunmaları ile rapor arasındaki çelişkinin de giderilmediği anlaşılmakla;
Öncelikle inşaat mühendisi, sanat tarihçi ve mimardan oluşan üçlü bilirkişi heyeti eşliğinde mahallinde yeniden keşif yapılıp, 10.04.2000 tarihli yapı tatil tutanağı ile 16.04.2013 tarihli yerinde inceleme sonucu düzenlenen raporlar karşılaştırılarak tescilli taşınmazlarda izinsiz gerçekleştirilen müdahalelerin denetime açık olacak şekilde tek tek karşılaştırma yapılmak suretiyle irdelenmesi, müdahale niteliklerinin (basit – esaslı) ve özellikle kullanılan malzemelerin cinsi, eskime durumu, renk değişimi, parlaklık/solukluk, dökülmeler, paslanma ve karbonlaşma ve diğer teknik özellikler de dikkate alınmak suretiyle müdahale tarihlerinin (suç tarihinin) ve böylelikle dava konusu uygulamaların dava zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi, sanıklar …, … ve …’nin 2000 yılından sonra dava konusu müdahalelere iştiraklerinin olup olmadığının araştırılması, ayrıca taşınmazı 14.04.2000 tarihinde satın aldığı anlaşılan…’ın tanık sıfatıyla dinlenmesi, tescilli parsellerdeki inşaatın onaylı projelerine uygun hale getirilip getirilmediğinin araştırılması ile sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayini gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.