Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2018/1529 E. 2018/11349 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1529
KARAR NO : 2018/11349
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Beraat

Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Ceza Genel Kurulunun, 05.04.2016 tarih, 2014/12-634 esas -2016/178 sayılı, sanığın aleyhe bozma ilamı üzerine beyanın alınmasına ilişkin kararına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dairemizin 29.05.2013 tarih 2012/24550 esas 2013/14464 sayılı kararında da belirtildiği üzere,meskun mahal dışında, 2 yönlü, eğimsiz düz yolda idaresindeki kamyonetle seyir halindeyken, şerit ihlali yapmak suretiyle karşı yönden gelen otomobile, karşı şerit içinde çarpması neticesinde, bir kişinin öldüğü ve şikayetçi olmayan üç kişinin de hafif şekilde yaralanmasıyla sonuçlanan olayda; kaza sonrası kolluk görevlilerince düzenlenen kaza tespit tutanağında “Kazaya Etken Araç Aksamları” bölümünde, aksam sorunu ya da eksikliğinin belirtilmediği gibi “Kazanın Özeti” bölümünde olay açıklanırken buna dair herhangi bir tespite yer verilmediği, kaza sonrası araç üzerinde, alanında uzman bilirkişi marifetiyle herhangi bir inceleme yapılmadığı ve kaza tespit tutanağındaki değerlendirmenin aksini belirtir bir raporun bulunmadığı, sanıkla aynı köyden olduğunu ve sanığa ait kazalı aracı hurda olarak satın aldığını ifade eden, bayramlaşma esnasında, kazadan söz açılınca, aracı parçaladığında aracın rotunun yerinden çıkmış olduğunu farkettiğini sanıkla paylaşması üzerine, sanığın istemiyle savunma tanığı olarak dinlenen …’nun, hurdacı olarak çalıştığı gözetildiğinde aracın teknik aksamıyla ilgili olup uzmanlık gerektiren ve kazadan çok sonra yargılama aşamasında bildirdiği bu görüşün gerçeği yansıttığının kuşkulu olduğu, kaldı ki araca ait rotun kazadan önce mi yoksa aracın parçalanması esnasında mı yerinden çıktığının tespitinin de yapılmadığı, kaza öncesi aracın zik zak çizdiği konusundaki iddianın gerçek olduğunun kabulü durumunda bu hususun araç içerisinde yolcu olarak bulunan sanığın eşi tarafından, sarsıntının şiddetinden dolayı farkedilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve sanığın eşinin olay sonrası kolluk görevlilerince alınan beyanında bu hususta herhangi bir beyanda bulunmadığı, aracın zik zak çizdiği hususunu yargılama aşamasındaki beyanında dile getirdiği, dosya kapsamındaki delillerden sanığın atılı suçtan mahkûmiyeti yerine; makine mühendisi bilirkişi tarafından sanık ile tanığın beyanlarına itibar edilerek hazırlanan 22.04.2010 tarihli bilirkişi raporundaki bulgulara istinaden Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen ve araca ait rotun kaza öncesi yerinden çıkmış olabileceği ihtimalinde sanığa kusur izafe etmeyen oluşun kabulüyle, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.