Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2018/1396 E. 2018/6441 K. 07.06.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1396
KARAR NO : 2018/6441
KARAR TARİHİ : 07.06.2018

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi

Taksirle yaralama suçundan sanık …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89/1, 62/1 ve 52/2-4. maddeleri gereğince 3.000.-TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul Anadolu 46. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/06/2017 tarihli ve 2016/475 esas, 2017/465 sayılı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/10/2017 tarihli ve 2017/1375 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 tarihli ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararı ile itiraz merciinin sadece şeklî olarak değil, hem maddî olay, hem de hukukî yönden inceleme yapabileceği yönündeki kararı nazara alındığında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 89/2-b. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasına ve dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu İstanbul Anadolu Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 09/12/2015 tarihli ve 2015/31690 sayılı raporu ile katılanın vucudunda sol distral radius ve sağ talus kırıklarının bulunduğu, bahse konu kırıkların hayat fonksiyonlarına etkisinin üçüncü derece olduğu belirtilmesine rağmen karar yerinde anılan maddenin uygulanmama nedeninin tartışılmadığı,
2- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6-c maddesinde, “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir.” şeklinde düzenlenen objektif şart karşısında, İstanbul Anadolu 46. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sırasında 04/05/2017 tarihli dördüncü celsede zarar giderimi konusunda katılan vekiline sanık ile görüşmesi amacıyla süre verildiği, ancak zarar giderimi konusunda dosyaya yansıyan herhangi bir beyan, bilgi yahut belgenin bulunmaması nazara alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunmadığı gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinde bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 29/01/2018 gün ve 94660652-105-34-11538-2017-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01/02/2018 gün ve 2018/8514 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 22.01.2013 gün ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında vurgulandığı üzere, itiraz merciince, CMK’nın 231. maddesinde sayılan koşulların bulunup bulunmadığının tespiti yanında, itiraza konu karar hem maddi hem de hukuki yönden değerlendirilerek, hukuka aykırılık saptanması halinde gerekçesi de gösterilmek suretiyle itiraz kabul edilip, yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği, kurulan hükmün hukuki bir sonuç doğurmamasına imkan veren ve bu yönüyle sanık lehine olduğunda şüphe bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında uygulanabilmesi için, diğer koşulların varlığının yanında, “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” gerektiği, yaralanma ile sonuçlanan olay nedeniyle İstanbul Anadolu 46. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sırasında 04/05/2017 tarihli celsede zarar giderimi konusunda katılan vekiline sanık ile görüşmesi amacıyla süre verildiği, ancak zarar giderimi konusunda dosyaya yansıyan herhangi bir beyan, bilgi veya belgenin bulunmaması nazara alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının olayda gerçekleşmediğinin gözetilmediği,
2-Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 89/2-b. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasına ve dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu İstanbul Anadolu Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 09/12/2015 tarihli ve 2015/31690 sayılı raporu ile katılanın vücudunda sol distral radius ve sağ talus kırıklarının bulunduğu, bahse konu kırıkların hayat fonksiyonlarına etkisinin orta (3) derecede olduğu belirtilmesine rağmen, karar yerinde anılan maddenin uygulanmama nedeninin tartışılmadığı anlaşılmakla, İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/10/2017 tarihli ve 2017/1375 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.