YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1159
KARAR NO : 2021/6925
KARAR TARİHİ : 14.10.2021
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Yasaya muhalefet
Hüküm : CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanık hakkında, kentsel sit alanında kalan ve tapunun 7051 parselinde adına kayıtlı olan taşınmazda izinsiz inşai faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla açılan kamu davası ile ilgili olarak; Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne hitaben mimar ve uzman tarafından düzenlenen 11.04.2014 tarihli raporda, sanığa ait 7051 parseldeki taşınmazın cephe karakterinin uymadığı, yapıya eklentiler yapılmış olduğu, Bursa ili … ilçesi … Mahallesinde bulunan, koruma amaçlı imar planı kapsamında, kentsel sit alanı içinde kalan, özel mülkiyete ait, tapunun 7051 parselinde kayıtlı, … konutlarından olan, tip proje esasına dayalı olarak yapılmış binada gerçekleştirilen uygulamaların 2863 sayılı Kanunun 9. maddesi kapsamında değerlendirildiğinin belirtildiği, bunun üzerine Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün 09.05.2014 tarihli 3251 sayılı kararında; kentsel sit alanı içinde kalan, tapunun 7051 parselinde kayıtlı, tip projesine göre yapılmış Celal Bayer evleri olarak bilinen, cephe karakteri başta olmak üzere özgün özelliklerinin korunması hedeflenen konut fonksiyonlu yapı grubu kapsamındaki yapıda, mülga BKTVKK’nın 24.02.1995 tarih ve 4065 sayılı kararının 12. maddesine aykırı şekilde teras kısmının kapatılmış olması, ön ve arka cephede ilaveler yapılması, yapının özgün cephe özelliklerinin değiştirilmiş olması nedeniyle izinsiz uygulamaların sorumluları hakkında yasal işlem başlatılmasına karar verildiği, 12.08.2014 tarihli yapı tatil zaptında; dış silueti korunacak olan binanın her iki köşesinde beton ve briket marifeti ile örülmüş iki adet kaçak inşaat (2,65 x 4,85=12,85 m2, 4,30 x 6,40=27,52 m2) olduğu belirtilerek mühürlendiği, her ne kadar kentsel site ilişkin kararın mahallinde ilan edilip edilmediği mahkemece araştırılmamış ise de sanığın keşifte alınan savunmasında suça konu evi 1991 yılında satın aldığı ve o tarihten itibaren de koruma altında olduğunu bildiği yönündeki savunması karşısında sanığın izinsiz uygulamalarda bulunduğu evin kentsel sit alanı içerisinde yer aldığını bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, mahallinde icra edilen keşif neticesinde inşaat mühendisi ve arkeolog bilirkişi tarafından düzenlenen 06.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda; tip projesinde açık teras olması gereken yerin izinsiz olarak fiilen kapatılmış olduğu, ayrıca ön bahçe tarafına ana binaya bitişik olarak camekanlı bölüm yapıldığı, bu uygulama ile ana yapının ön bahçe zemin seviyesindeki bir bölümünün görünmez hale geldiği bunun yerine camekanlı görüntüsünün ortaya çıktığı, ayrıca izinsiz olarak kiler ve depo amaçlı müştemilat yapıldığı, izinsiz uygulamaların 2863 sayılı Kanunun 9. ve 16. maddesine ve 720 sayılı ilke kararına aykırı nitelikte olduğunun belirtildiği, sanığın mahkemede alınan savunmasında birtakım inşai faaliyetlerde bulunduğunu kabul ettiği ancak camekanlı bölümün taşınmazı satın aldığında mevcut olduğunu belirttiği, bunun yanısıra sanığın eşi olan tanık Nuren Lokmacıoğlu’nun keşif esnasında alınan beyanında bahçede bulunan odunluğa 2013 yılında küçük bir ilave yaptığını kabul ettiği olayda;
1-Tanık Nuren Lokmacıoğlu hakkında suç duyurusunda bulunulması ile tanık hakkında dava açılması sağlanarak, davaların birleştirilip kanıtlar tartışılarak sonucuna göre, hangi izinsiz müdahalenin kim tarafından yapıldığı ayrı ayrı tespit edilip, sanığın hukuki durumunın takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile beraate dair hüküm tesisi,
2-Mahallinde arkeolog ve inşaat bilirkişisi refakatinde yeniden keşif icra edilerek; izinsiz gerçekleştirilen müdahalelerin denetime açık olacak şekilde tek tek karşılaştırma yapılmak suretiyle irdelenmesi, müdahale niteliklerinin (basit – esaslı) ve özellikle kullanılan malzemelerin cinsi, eskime durumu, renk değişimi, parlaklık/solukluk, dökülmeler, paslanma ve karbonlaşma ve diğer teknik özellikler de dikkate alınmak suretiyle müdahale tarihlerinin (suç tarihinin) ve suça konu müdahaleler nedeniyle sit alanında zarar doğup doğmadığının tereddütsüz şekilde belirlenmesi, buna göre sit alanında bu nitelikte bir zarar doğduğunun anlaşılması durumunda, başka herhangi bir husus araştırılmaksızın sanığın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1-1. cümlesi uyarınca cezalandırılması, zarar verilmemekle birlikte, dava konusu uygulamalar sebebiyle zarar doğmadığının belirlenmesi ve davaya konu tüm izinsiz müdahalelerin kaldırılmış olması halinde, sanığın üzerine atılı suçun manevi unsuru oluşmayacağından beraatine karar verilmesi, zarar verilmemekle birlikte, izinsiz müdahalelerin kaldırılmamış olduğunun belirlenmesi durumunda, bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceğinden, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İl Özel İdaresi veya İlçe Belediye Başkanlığı bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı ve eğer kurulmuş ise suça konu taşınmazın bulunduğu yerin, koruma uygulama ve denetim bürosunun yetki alanı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılarak, sonucuna göre 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4. maddesi veya aynı Kanunun 65/1-2. cümlesi uyarınca sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.