Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/9471 E. 2019/5911 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/9471
KARAR NO : 2019/5911
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/1, 89/3-b, 62/1, 52/2, 5275 s.k 106/3, TCK’nın 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre sanığın idaresindeki otomobil ile meskun mahalde gündüz vakti bölünmüş üç şeritli yolun orta şeridinde seyir halinde olduğu sırada sağ şeritte bisikleti ile seyir halinde olan katılanın orta şeride doğru şerit değiştirmesi sonucu sanığın bisikletin sol yan kısımlarına çarpması şeklinde meydana gelen ve katılanın yaşamını tehlikeye sokan, hayati fonksiyonlarını ağır (6.) derecede etkileyecek nitelikte kemik kırığı oluşturan, duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olacak şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayda, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, tali kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin nitelikli şekilde yaralanmasına neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, katılanın 29.12.2015 tarihli oturumda alınan beyanında “zararım giderilmemiştir, kendisi benim mağduriyetimi gidermemiştir” şeklindeki beyanı ve sanığın katılanın uğradığı maddi zararı giderdiğine ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir bilgi ve belge bulunmaması karşısında, CMK’nın 231/5. madde hükmünün uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamede bu yönde bozma öneren görüşe iştirak edilmemiş, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK’nın 52/4. maddesi yerine 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinin uygulanması ve bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, katılanın eyleminin sanığa izafe edilecek kusur ile netice arasındaki illiyet bağını kestiğine, keşif talebi hakkında karar verilmemesinin usule aykırı olduğuna, bilirkişi raporuna karşı esaslı savunma hakkı tanınmadan karar verilmesinin usule aykırı olduğuna, bilirkişi raporunun bilimsellikten uzak olduğuna, dosyanın ihtisas kuruluna gönderilmesi gerektiğine, katılanın dosyaya yansımış zararının söz konusu olmadığına, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.07.2009 tarih ve 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saiki” gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün birinci fıkrasında yer alan “suç sebep ve saikleri” ibarelerinin çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.