Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/9112 E. 2019/5237 K. 17.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/9112
KARAR NO : 2019/5237
KARAR TARİHİ : 17.04.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/1, 22/3, 89/2-b, 62, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında, 06.03.2012 olan suçun işlendiği tarihin 06.03.2013 şeklinde gösterilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Müştekinin 13.03.2012 tarihinde alınan kolluk ifadesinde sanıktan şikayetçi olmadığını belirttiği, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 20.07.2012 tarihinde sanık hakkında taksirle yaralama suçundan ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdiği, aynı tarihte hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dava açıldığı, 27.11.2012 tarihinde sanık hakkında verilen takipsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen kararın Dairemizin 10.12.2014 tarihinde “Sanık hakkında aynı eylemle ilgili olarak taksirle yaralama suçundan Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesine (2013/716 Esas) dava açıldığının tespit edilmiş olması karşısında; Sanığın tek bir eylemi ile taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarının oluştuğu trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike, taksirle yaralama suçunun zarar suçu olduğu, zarar suçunun oluştuğu durumda artık trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ceza verilemeyeceği ancak, herhangi bir şekilde cezalandırma imkanının ortadan kalkması halinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında tefrik edilen dosya akıbeti araştırılıp mümkün ise birleştirilmesi, mümkün olmadığı taktirde diğer dosyada verilen hüküm veya yapılan işlem de nazara alınmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi” nedeniyle bozulmasına karar verildiği, bozma üzerine sanık hakkında açılan davaların birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmakla;
Sanığın idaresindeki otomobil ile saat 06.50 sıralarında meskun mahalde yağmurlu havada bölünmemiş tek yönlü hafif virajlı caddede direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine, o sırada yolun sol tarafında çöp konteynırını boşaltmaya çalışan müşteki ….’a çarpması sonucu müştekinin hayat fonksiyonlarını ağır (5) derece kemik kırığı oluşturacak tarzda yaralanmasına neden olduğu, Antalya Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 18.04.2013 tarihli raporuna göre sanığın olay saatinde 82,5 mg/dl alkol düzeyinin trafikte güvenli bir şekilde araç kullanma yeteneğini ortadan kaldıracak nitelikte olduğunun belirlendiği olayda;
Adli Tıp Kurumunun bilimsel verilere dayanarak oluşturduğu görüşlere ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, 100 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından, sanığın olay saatinde 82,5 mg/dl olarak hesaplanan alkol miktarı dikkate alındığında, direksiyon hakimiyetini kaybederek bir kişinin nitelikli yaralanmasına neden olan sanık hakkında bilinçli taksirin koşullarının oluşmadığı, adli raporlar incelendiğinde, olay nedeniyle yaşamsal tehlike oluşturmayacak ve ağır derecede etkili kırık meydana gelecek şekilde yaralanan katılanın, hastaneye genel durumu iyi, şuuru açık olarak geldiği, olay tarihinden yedi gün sonra alınan 13.03.2012 tarihli ilk beyanında sanıktan şikayetçi olmadığını beyan etmiş olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından yapılan yargılama sonunda taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de şikayetten vazgeçmeden vazgeçmenin mümkün olmaması karşısında sanık hakkında taksirle yaralama suçundan açılan davanın düşmesine; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken sanığın TCK’nın 89/1 maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-Sanık hakkında tayin edilen temel cezanın bilinçli taksirle artırılması sırasında, TCK’nın 22/3. maddesi uyarınca temel cezanın 1/2 oranında artırılmak suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 17.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.