Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/8800 E. 2018/1376 K. 12.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/8800
KARAR NO : 2018/1376
KARAR TARİHİ : 12.02.2018

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : 3.955 TL maddi ve 8.000 TL manevi tazminatın
davalıdan alınarak davacıya verilmesine

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dosya içerisinde bulunan tutuklama müzekkeresine göre davacının 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan tutuklandığı, tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/190 Esas – 2013/221 Karar sayılı ceza dava dosyasında ise davacı hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan beraat kararı verildiği dikkate alınarak, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyası celp edilip incelenerek ve davacı ile ilgili olarak düzenlenen tutuklamaya sevk müzekkeresi, sorgu zaptı ve iddianamenin aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak, davacı hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilip verilmediği ya da dava açılıp açılmadığı, anılan suçtan davacı hakkında tefrik kararı verilip verilmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Davacı hakkında düzenlenen tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1- Geliri ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edemeyen davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplama yapılarak 4.330,85 TL’nin maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda brüt asgari ücret üzerinden yasal kesintilerin hatalı yapılması suretiyle belirlenen miktarın hükme esas alınması suretiyle maddi tazminatın eksik tayini,
2- Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması,
3- Gerekçeli karar başlığında, ”Dava” yerine ”Suç”, ”Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” olan dava türü yerine ”Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat”, ”Dava tarihi: 13.05.2014” yerine, ”Suç tarihi: 23.10.2014” yazılması ile ”Suç yeri: İstanbul/Bakırköy” ve ”Davacı: K.H.” ibarelerine yer verilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.