Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/8438 E. 2019/4831 K. 10.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/8438
KARAR NO : 2019/4831
KARAR TARİHİ : 10.04.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/1, 89/2-d, 62, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve sanık müdafii tarafından tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre sanığın idaresindeki otomobil ile meskun mahal dışında gündüz vakti yağmurlu havada köy yolu üzerinde bulunan genişliği 3.7 metre olan iki yönlü köprüye geldiği sırada karşı yönden gelen trafiği kontrol etmeden kontrolsüzce giriş yaparak, karşı yönden gelen ve yaklaşık 60 metre uzunluğundaki köprünün çıkışına 3 metre kalmış olan diğer araç sürücüsünün idaresindeki otomobil ile çarpışması sonucu katılanın yüzünde sabit iz oluşmasına asli kusuruyla neden olduğu olayda; tayin edilen ceza miktarında isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamede (4) nolu bozma öneren görüşe ve keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunun taraflara tebliğe çıkarılmaksızın ilk celsede sanığa ve katılana elden teslimi üzerine aynı celsede “bilirkişi raporuna bir diyeceğim yoktur” şeklinde beyan alınarak aynı celse karar verilmesinde savunma hakkının kısıtlanmadığı anlaşıldığından (3) nolu bozma öneren görüşe ve ekonomik durumu hakkında bir araştırma yapılmayan sanığın keşif mahallinde alınan ifadesinde muhtar olduğunu belirttiği, mahkemede ise aylık 2000 TL geliri olduğunu, üzerine kayıtlı araba ve evinin olduğu, 5 dönüm tarlasının bulunduğunu beyan etmesi karşısında, TCK’nın 52/2. maddesi gereğince bir gün karşılığı olarak 20,00 TL ile 100,00 TL arasında miktar tayin ve takdir etmek durumunda olan yerel mahkemece, sanığın “sosyal ve ekonomik durumu”na atıfla adli para cezasının günlüğünün 30,00 TL olarak kabul edilmesinin adalet ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki (6) nolu bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanağın ve sanık müdafiinin savunma tanıklarının dinlenmediğine, kusur durumuna, eksik inceleme yapıldığına yönelik sair temyiz itirazlarının reddine;
1-CMK’nın 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” düzenlemesi için öngörülen koşulların, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlarla birlikte, denetime olanak verecek şekilde, somut gerekçeler gösterilmek suretiyle değerlendirildikten sonra, sanık hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenlemenin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiği halde; sanığın 26.06.2015 tarihinde keşif mahallinde alınan savunmasında, zararı miktarına göre karşılamaya hazır olduğunu belirttiği, katılanın 15.10.2015 tarihli beyanında maddi zarar olarak arabasının hasar gördüğünü beyan ettiği ve suç tarihi itibariyle sanığın adli sicil kaydında yer alan ilamın silinme koşulları oluştuğu anlaşıldığından mahkemece katılanın uğramış olduğu zararın basit bir araştırma ile hesaplanarak sanığın zararı gidermesine imkan verilerek, CMK’nın 231. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken Mahkemece, “Sanığın kusur durumu, suçun işlenmesindeki özellikler de dikkate alınarak” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Sanığın taksirle yaralama suçundan dolayı TCK’nın 89/1, 89/2-d maddeleri gereğince belirlenen 270 gün adli para cezasından, aynı Kanunun 62/1 maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılması sonucunda 225 gün adli para cezasına hükmetmek yerine 235 gün adli para cezasına ve TCK’nın 52/2. maddesi gereğince günlüğü 30 TL’den hesaplanarak 6.750 TL yerine 7.050 TL adli para cezasına hükmolunarak, fazla ceza tayin edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA; 10.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.