Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/8371 E. 2019/5701 K. 06.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/8371
KARAR NO : 2019/5701
KARAR TARİHİ : 06.05.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/1-2a, 89/4, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında TCK’nın 179/2. maddesinde düzenlenen hali ile trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan da cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı halde, mahkeme tarafından trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm kurulmadığı anlaşılmış ise de; sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan zamanaşımı süresince hüküm kurulabileceği olanaklı görülerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamı itibariyle, mahkemenin sanık hakkında TCK’nın 53/6. maddesinin uygulanmamasına yönelik takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamede bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK’nın 52/4. maddesine yönelik uygulama bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Sanığın yerleşim yeri içinde, iki yönlü, asfalt kaplama yolda seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırımda bulunan katılanlara çarpması neticesinde katılanların yaralanmasına tam kusurlu olarak sebebiyet verdiğinin kabul edildiği olayda, mahkemenin sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurarken temel cezanın tayininde 89/4 maddesini uygulaması gerekmekte iken, 89/1, 89/2-a ve 89/4 maddeleri uyarınca sanığın cezalandırılmasına karar vermesi,
2)Sanığın TCK’nın 89/4. maddesi uyarınca tayin olunan 1 yıl 6 ay hapis cezasından, aynı Kanunun 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılması sonucu 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, TCK’nın 62/1. maddesi gereğince yapılan indirim sonucu 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,
3)Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulanan Kanun maddesinin (50/4. maddesi delaletiyle 50/1-a maddesi gereğince) gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine ve adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK’nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi;
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 1. fıkrasından “TCK 89/1-2a” ibaresinin çıkarılması, hükmün 2. fıkrasındaki “1 yıl” ibaresinin çıkarılarak, yerine “1 yıl 3 ay” ibaresinin eklenmesi, hükmün adli para cezasına çevirmeye ilişkin 3. fıkrası hükümden çıkarılarak yerine “Sanığa verilen hapis cezasının sanığın sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler göz önünde bulundurularak TCK’nın 50/4. maddesi delaletiyle 50/1-a maddesi gereğince 455 gün karşılığı adli para cezasına çevrilmesine, TCK’nın 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince cezanın bir günü takdiren 20,00 TL üzerinden paraya çevrilerek 9.100 TL adli para cezası olarak belirlenmesine” ibarelerinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.