Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/7371 E. 2019/5236 K. 17.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/7371
KARAR NO : 2019/5236
KARAR TARİHİ : 17.04.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hükümler : …’e yönelik eyleminden dolayı: TCK’nın 89/1, 62 , 53, 51, 51/3. maddeleri gereğince mahkumiyet
…’a yönelik eyleminden dolayı: TCK’nın 89/1, 89/1-2.b, 62, 53, 51, 51/3. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii, katılanlar ve müştekiler vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanunun 254. maddesinin 1.fıkrasında yapılan değişiklikle ilgili olarak; Ceza Genel Kurulu’nun 25.10.2018 tarih, 2018/4-394 esas – 2018/478 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 89/1. maddesindeki taksirle yaralama suçu yeni düzenleme ile uzlaşma kapsamına alınan bir suç olmayıp değişiklik öncesinde de uzlaşma kapsamında olduğundan, suç tarihinde 17 yaşında olan katılanlardan ….’in yasal temsilcileri olan anne ve babasının 11.07.2014 tarihli ”Uzlaşma Teklif Formu”nda uzlaşmak istemediklerini beyan etmeleri ve haricen de uzlaşmanın gerçekleştiğine ilişkin bir belirleme bulunmaması nedeniyle tebliğnamenin 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 35. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 254. maddesinin 1. fıkrası gereğince uzlaştırma işlemlerinin aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verilmek suretiyle hükmün bozulmasını öneren görüşüne iştirak edilmemiştir.
Davaya konu kazada yaralanan ve suç tarihinde 17 yaşında olan …’ın anne ve babası olan müştekilerin, vekilleri aracılığıyla 11.02.2015 havale tarihli dilekçeleri ile davaya katılma talepleri olduğunu beyan ettiği ancak mahkemenin 16.04.2015 tarihli oturumda verdiği ara kararı ile “Her ne kadar katılan … vekili tarafından katılanın olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğundan bahisle anne ve babasının da şikayetçi sıfatıyla davaya katılma yönünde talebi olmuş ise de; 15 yaşından büyük kişilerin şikayet haklarının kendilerinde olduğundan sabit olduğundan bu yöndeki talebin reddine,” karar verildiği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere olay tarihinde 18 yaşından küçük olan mağdurun anne ve babası olan müştekilerin açıklanan sebeplerle mahkemenin 16.04.2015 tarihli oturumda katılma talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılması ile katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören sıfatıyla temyiz haklarının bulunduğu kabul edilerek, 5271 sayılı CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmalarına karar verilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin eksik inceleme yapıldığına, eksik ve hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak ceza verildiğine, ceza miktarına, lehine hükümlerin uygulanmadığına, katılanlar …., …., …. vekilinin suçun bilinçli taksirle işlendiğine, TCK’nın 53/6 maddesinin uygulanmamasına, ceza miktarına, katılanın kalıcı sakatlığı konusunda rapor aldırılmamasına, cezanın ertelenmesine ilişkin, katılan … vekilinin ise zararın giderilmemiş olduğunun mahkemece gözardı edildiğine, cezanın ertelenmesine yönelik sair temyiz itirazlarının reddine;
Meskun mahalde idaresindeki otomobil ile gece vakti aydınlatmanın bozuk olduğu sırada iki yönlü yolda seyir halindeyken olay mahalli kavşağa gelip sola dönüş yaptığı sırada karşı yönden seyreden motosikletle çarpışması sonucu katılanlar …. ve ….’in yaralanmalarına neden olan sanık hakkında, TCK’nın 89/1, 2-b, 4 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, katılanların soruşturma ve kovuşturma evrelerinde sanıktan şikayetçi oldukları anlaşılmakla, sanık hakkında TCK’nın 89/4. madde ve fıkrasındaki taksirle yaralama suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek, aynı Kanun’un 89/1. madde ve fıkrası gereğince sanığın mahkumiyetine dair yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre ise:
1-Sanık hakkında katılan …’e yönelik eyleminden tayin edilen temel cezada TCK’nın 89/2-b maddesi gereğince yarı oranında arttırım yapılması gerekirken 1 kat arttırım yapılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2-Katılan …’e yönelik eyleminden dolayı 13 ay 10 gün hapis cezasına mahkum edilen ve bu cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 51/3. maddesi uyarınca tayin edilecek denetim süresinin, ceza miktarından az olamayacağının gözetilmemesi,
3-Tayin edilen hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK’nın 51/7. maddesi uyarınca, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ve TCK’nın 51/8. maddesi gereğince denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılacağının ihtar edilmemesi,
4-TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden taksirle yaralama suçundan hüküm kurulurken anılan madde ile sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin ve katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.