Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/6036 E. 2019/6608 K. 23.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/6036
KARAR NO : 2019/6608
KARAR TARİHİ : 23.05.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca ayrı ayrı beraat

Taksirle öldürme suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık …’in beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
… Taahhüt Taş. Ve Tic. Limited şirketi ortağı ve müdürü olan sanığın taş ocağına teknik nezaretçi olarak maden mühendisi …’ü, şantiye şefi olarak da jeoloji mühendisi …’i atadığı, her iki sanığın da iş yerindeki iş güvenliğiyle ilgili bir eksiklik bulunduğuna dair sanıktan herhangi bir talepte bulunmadığı, sanığın ocağın güvenliği ile ilgili konusunda uzman jeoloji ve maden mühendisini ataması nedeniyle olayda kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın taksirinin bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2- Sanıklar … ve …’ün beraatlerine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince;
… Taahhüt Taşımacılık ve Ticaret Limited şirketine ait Ankara ili Çamlıdere ilçesi … köyü Eşik deresi mevki faaliyette bulunan taş çıkarma kırma ve eleme sahasında olay tarihinde ekskavatör iş makinesi operatörü olarak görev yapan …’ın iş makinesiyle belli yükseklik ve belli ölçüdeki kademede (palyada) 10 metre yükseklikteki aynanın 5,5 metre yüksekliğinde 6 metre geriden iş makinesinin kepçesiyle aynadaki doğal taşları kırarak düşürmeye çalışırken, iş makinesi kepçesinin çelik uçlarıyla tersten yukarıya doğru kaldırarak işlemi gerçekleştirdiği sırada, yerinden kopan taşın operatör kabinin sol tarafından içeriye girerek ölümüne sebep olduğu olayla ilgili olarak şantiye şefi olan jeoloji mühendisi … ve teknik nezaretçi maden mühendisi … hakkında açılan davada, ölene kavlak temizliğini ekskavatör makine ile temizlemesi hususunda kimin talimat verdiği belli değilse de, şantiye alanında şantiye şefinin talimatı olmadan bu işlemin yapılamayacağı, tanık olarak ifadesine başvurulan …’ın olayı görmediğini beyan etmesine karşın mahkemedeki beyanında olayı ayrıntıları ile anlatıp, şantiye şefi olan sanığın öleni kırıcı makine ile kavlak temizliği yapmaması hususunda uyardığı şeklindeki çelişkili beyanı bir an için kabul edilse dahi, şantiye şefinin ölenin makine ile temizlik yapmasını önlemesi gerektiği, ancak uyarıda bulunmakla yetinip sahayı terk ettiği dikkate alındığında meydana gelen olayda tali oranda kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın beraatine ilişkin hüküm kurulması,
Yine teknik nezaretçi olan maden mühendisi …’ün noter tasdikli teknik nezaret defterini sürekli olarak usulüne uygun şekilde tuttuğu, iş yerinde uyulacak işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları tutanağı ile işletme yönergesinde gerekli güvenlik tedbirlerinin maddeler halinde düzenlendiği görülmüş ise de, 25.06.2012 ve 07.07.2012 tarihli denetimlerde “kavlak temizliğinin yapılması gerektiği” vurgulandığı halde, buna ilişkin alınması gereken tedbirleri belirtmediği, ayna dibinde taş yüklerken kavlak düşürme işi yapılmaması gerektiğini teknik nezaretçi defterine yazmadığı, ayrıca 14.08.2012 tarihinde yapılan denetimde patlatma sonrası exc kullanılarak kavlak alımı gerçekleştirilmeli, çalışma alanı ve iş sağlığı tehlikeye atılmadan güvenliği sağlanmalıdır. Çalışan makinelerin ( exc kırıcı) ön camına koruyucu bariyer demiri yaptırılmalıdır. Yaptırılan bariyerlerde operatörlerin çalışmama bahanesinden dolayı operatörlerin sökmesinin önüne geçilmelidir” uyarısına yer verildiği, yine 20.06.2013 tarihli tutanakta kırıcı ekskavatörün önüne koruyucu ızgara yapılması hususunda uyarı yapıldığı, ancak olaydan önce bahse konu uyarıya yer verilmediği, bununla birlikte yük yükleme amacıyla yapılan ekskavatör iş makinesinin kavlak temizliğinde kullanılmasına göz yumulduğu, kavlak temizliğinde kullanılmasına rağmen korkuluk taktırılmadığı, bu haliyle sanığın meydana gelen olayda tali kusurlu olduğu gözetilmeksizin, hatalı gerekçe ile sanık hakkında beraat hükmü kurulması,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.10.2009 tarihli ve 2009/1-85/242, 08.06.2010 tarihli ve 2010/1-35/140 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda, sanıklar arasında menfaat çatışması oluştuğunun kabulü gerektiğinden, aynı suçtan yargılanan ve kusurlu olduğu iddia olunan sanıklar arasında menfaat çatışması bulunduğu nazara alınarak sanıkların ayrı müdafiler tarafından savunulması gerektiği gözetilmeksizin, sanıklar müdafinin her üç sanık müdafii olarak duruşmaya katılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 152 ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38. maddelerine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.