Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/5047 E. 2019/270 K. 09.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/5047
KARAR NO : 2019/270
KARAR TARİHİ : 09.01.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 62, 50, 52/2-son maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 35. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 254. maddesinin 1. fıkrası gereğince uzlaştırma işlemlerinin aynı Kanun’un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verilmek suretiyle hükmün bozulmasını öneren tebliğnamedeki görüşe; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.10.2018 tarih ve 2018/394 Esas – 2018/478 sayılı kararı gereğince, 6763 sayılı Kanun’un 34 ve 35. maddeleriyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254 üncü maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde, 6763 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tekliflerinin geçerli olduğu ve bu nedenle uzlaşma teklifi yapılmış ve kabul edilmemiş olan dosyalarda yeniden uzlaşma teklifi yapılmasına gerek bulunmadığı cihetle, sanığın 5237 sayılı TCK’nın 89/4. maddeleri kapsamında kalan eylemlerinin kanun değişikliği öncesinde de uzlaştırma kapsamında bulunduğu, müştekilerden …’nın uzlaşmayı kabul etmediği ve 5271 sayılı CMK’nın 253/7. maddesinde “Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.” şeklindeki düzenleme karşısında, tebliğnamedeki bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın müştekilerin şikayetinden vazgeçtiğine, adli para cezasının günlüğü 30 TL’den hesaplanmasına, vekalet ücretine hükmedilmesine, ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak:
Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK’nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün dördüncü fıkrasının hükümden çıkarılarak yerine, “Sanığa verilen 6 ay 20 gün hapis cezasının TCK’nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, TCK’nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 200 tam gün olarak belirlenmesine; TCK’nın 52/2. maddesi gereğince bir gün karşılığı adli para cezasının 30. TL olarak hesabıyla 6.000.-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibarelerinin yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.