Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/4983 E. 2019/578 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/4983
KARAR NO : 2019/578
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat.

Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1999 yılından bu yana polikistik böbrek rahatsızlığı tanısı bulunan Uzm. J. Kad. Çvş olan katılanın 26.10.2008 tarihinde … Askeri Hastanesi acil servisine başvurduğunda askerlik hizmetini yapmakta olan Asteğmen Op. Doktor Üroloji Uzmanı olan sanık tarafından muayene edildiği, sanıkça katılana ultrason ve ve idar tahlili yapılmasının ardından dicloren isimli ağrı kesicinin uygulandığı, ertesi gün polikliniğe gelmesi söylenen katılana 27.10.2008 de yapılan muayenenin ardından sanık tarafından IVP olarak adlandırılan ilaçlı görüntüleme yapılmasına karar verilip… şurup ve… isimli ilacın reçete edildiği, katılanın kendisine sanıkça söylenen şekilde bir gün öncesinden … isimli şurubu içerek 04.11.2008 günü IVP işlemi için aynı hastaneye başvurduğu, ancak görüntülemede böbreklerden sıvı geçişi olmadığının görülmesi üzerine radyoloji uzmanının önerisiyle yanında getirdiği sanık tarafından reçete edilen diğer ilacın kolundan kendisine enjekte edilip yeniden görüntüleme denenmesine rağmen yine de böbreklerden sıvı geçişi olmadığının tespiti ile ceratinin ve üre değerlerine bakılan katılanın değerlerinin oldukça yükseldiğinin tespiti ile sevk edildiği … Üniversitesi … Hastanesinde kendisine konulan kronik böbrek yetmezliği tanısıyla yatarak tedavi olduğu, hemodiyalize girdiği ve nihayet 22.11.2013 tarihli … Askeri Hastanesi raporunda göre kronik böbrek yetmezliğinden dolayı TSK’ da görev yapamayacağı belirtilen katılanın malulen emekli edildiği, katılanın kendisinde mevcut böbrek rahatsızlığını sanığa söylediğini beyan ettiği, sanığın ise katılandaki böbrek rahatsızlığını bilmediğini katılanca kendisine polikistik böbrek hastası olduğu bilgisinin verilmediğini savunduğu ancak 27.10.2008 tarihli Askeri Hastane poliklinik defterinde sanığın kaşesi bulunan evrakta katılanın polikistik böbrek ve böbrek taşı öyküsünün yazılı olduğunun anlaşıldığı olayda, dosya arasında bulunan… profesörler raporu, …Tıp Fakültesi üroloji bölümünde görevli doktorlar tarafından düzenlen raporlarda polikistik böbrek hastalığının böbrek yetmezliğine yol açan genetik bir hastalık olduğu katılanda IVP işleminden önce de böbrek fonksiyonlarının bozuk olduğu, IVP tetkiki için verilen konstrast maddenin de kişideki böbrek rahatsızlığına katkıda bulunmuş olabileceği ancak bunun derecesinin tıbben belirlenmesinin mümkün olmadığının belirtilmesi ve İstanbul Adli Tıp Kurumu… İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 30.01.2013 tarihli rapor da ise “hastaneye başvuru öncesi polikistik böbrek hastalığı bulunduğu anlaşılan kişinin renal kolik olarak adlandırılan böbrekten kaynaklanan ağrı nedeniyle başvurduğu, böbrekten süzülebilen ve radyolojik olarak böbreğin tüm kısımlarının görülmesine olanak sağlayan kontrast madde kullanılarak görüntüleme yapıldığının anlaşıldığı, bu maddenin de böbrek yetersizliği olan hastalarda böbrek yetmezliğinin derecesine göre kullanılıp kullanılmaması gerektiğine hem üroloji, hem de radyoloji uzmanının karar vermesi gerektiği, önceden var olan kronik böbrek yetmezliğinin derecesini bu maddelerin arttırabileceğinin tıbben bilindiği, bu hastada da kontrast madde kullanımının tetkik öncesi dönemde de var olduğu anlaşılan polikistik böbrek hastalığına bağlı böbrek yetmezliğinin derecesini arttırtığının belirlendiği, polikistik böbrek hastalığının herhangi bir dış etkiye bağlı olmaksızın kronik böbrek yetmezliği ile sonuçlandığının tıbben bilindiği, kontrast madde kullanılmasına bağlı bu sürecin hızlandığı ve dializ gerektiğinin anlaşıldığı, intravenöz pyelografi uygulanmasının tıp kurallarına uygun olmadığı, aynı hal ve şartlarda bir üroloji ve radyoloji uzmanından beklenmesi gereken özenin gösterilmediği” nin tespit edilmesi karşısında, sanığın kusuru olup olmadığının ve işlemlerinin tıp kurallarına uygun olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespiti amacıyla dosyanın kül halinde… Adli Tıp Üst Kuruluna gönderilerek öncelikle katılana yapılan tetkik ve tedavi ile IVP işlemi uygulamasının kullanılan konstrast maddelerinin seçiminin tıp kurallarına uygun olup olmadığı ile IVP işlemi için kullanılan konstrast maddelerin katılanda böbrek yetmezliğine yol açıp açmadığı yani eylem ile netice arsında illiyet bağı bulunup bulunmadığı dolayısıyla söz konusu işlemler sebebiyle sanığın kusurlu olup olmadığına ilişkin rapor tanzim edilmesi istendikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde eksik araştırmayla sanığın beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi ve halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.