YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3940
KARAR NO : 2019/292
KARAR TARİHİ : 09.01.2019
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Sanık … hakkında; TCK’nın 85/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık … hakkında; Beraat
Taksirle öldürme suçundan sanık ……’ın beraatine, sanık…in mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılanlar vekili ile sanık … müdafii tarafından tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık … …’ın beraatine yönelik katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın taksirinin bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılalar vekilinin, sanığın kusurlu olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2- Sanık … …’in mahkumiyetine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Katılan … …’e 16.01.2013 tarihinde… Özel… Hastanesinde saat 09.00 sıralarında hakkında takipsizlik kararı verilen doktor … tarafından sezeryan ile doğum yaptırıldığı, doğumdan sonra anne ile bebeğin aynı odaya alınarak takiplerine devam edildiği, aynı gün saat 17.00 sıralarında sanık doktor …’ın anne ile bebeğini muayene ettiği ve saat 24.00 sıralarında bebeğin vücudunda morluklar oluşması üzerine katılanın kardeşleri olan ve dosyada tanık olarak dinlenen … ve …’nın sanık hemşire …’i durumdan haber ettikleri, sanık hemşirenin bebeği muayene ettiği ve bebeğin iyi olduğunu söyleyerek, icapcı sanık doktoru durumdan haber etmediği, 17.01.2013 günü sabah 8.30 sıralarında bebeğin babası katılan … …’un, morlukların artması nedeniyle bebeği acil servise götürdüğü burada bebeğin müşahede altına alındığı ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen bebeğin 09.21 sıralarında öldüğü olayda; her ne kadar tanık …’ın kollukta verdiği beyanında, sanık doktora bebeğin vücudunda meydana gelen morlukları söylediklerini beyan etmiş ise de duruşmada verdiği beyanında, tekrar muayene etmeye geleceğini düşündüğü için sanık doktora durumu söylemediklerini beyan ettiği, tanık…’in aşamalardaki beyanlarında, sanık hemşireye bebeğin durumunu gösterdiklerini söylediği, katılan … …’un aşamalarda verdiği benzer beyanlarında, öğlen saatlerinde bebeği ziyarete geldiğinde bebeğin durumunun iyi olduğunu, olay günü saat 08.00 sıralarında bebeği tekrar ziyarete gittiğinde ise bebeğin vücudunda morluklar olduğunu görmesi üzerine bebeği acil servise götürdüğünü, eşinin yanında refakatçi olarak tanıkların kaldığını, tanıkların kendisine, bebeğin elinde saat 24.00 sıralarında morluklar oluşmaya başladığını ve hemen durumu hemşireye bildirdiklerini söylediklerini beyan ettiği, sanık hemşire …’nin tanık olarak verdiği beyanında, 16/01/2013 günü akşam saat 5:30-6:00 sıralarında sanık doktora eşlik ederek bebeğin kontrolünü yaptıklarını, bebekte her hangi bir sıkıntının olmadığını, ailenin de bir şikayetinin olmadığını, saatini hatırlamadığı bir sırada gece vakti bebeğin refakatçilerinin kat sorumlusu hemşireye bebeğin elinin morardığını bildirdiği bu hemşirenin de kendisine durumu aktarması üzerine gidip bebeği tekrar muayene ettiğini, muayene sırasında elinin üzerindeki morluk dışında bebekte her hangi bir bulguya rastlamadığını, nefes alıp verişinin normal olduğunu, morluğu ise doğum lekesi olarak değerlendirdiğini, olumsuz bir şey olmadığını düşündüğünden icapçı çocuk doktoru…‘e haber vermediğini beyan ettiği, Adli Tıp 1. İhtisas Kurulunun 10.04.2014-17.04.2013-21.08.2013 tarihli raporlarında; bebeğin ölümünün yaygın amnion aspirasyonu ve … yenidoğanın geçiçi taşipnesi nedeniyle meydana geldiğinin belirtildiği, Yüksek Sağlık Şurasının 06.07.2014 tarihli raporunda: ‘’SONUÇ ve KARAR: Dosyadaki bilgi, belge ve bulguların incelenmesi sonucu, otopsi raporunda mevcut amniyon aspîrasyonu ve konjesyone akciğer sonucu ölümün kuvvetle muhtemel olduğu, 16.01.2013 saat 17.00 de hastanın Dr. … tarafından muayene edildiği ve tüm bulguların bu saatte doğal olduğu, daha sonra hasta yakınları tarafından gece saat 12.00’de bebeğin durumundaki değişikliklerin hemşirelere bildirildiği beyan edilse de bunun hemşire ifadeleri mevcut olmadığı için anlaşılamadığı, hemşirelerin hastanın durumunu bildikleri ve iddia edildiği gibi bir morarma ve kızarma varken bunu doktora haber vermemeleri durumunda kusurlu olacakları, doktora haber verildiği halde gelmedi ise ilgili doktorun kusurlu sayılacağı’’nın belirtilmesi karşısında; Ekim 2011 tarihinden itibaren kadın doğum bölümünde hemşire olarak görev yapan sanık … …’in eylemi ile ölüm neticesi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının her türlü şüpheden uzak biçimde saptanması için önceki raporlarda irdelenecek şekilde bir kez de Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.