Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/3316 E. 2019/5249 K. 18.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3316
KARAR NO : 2019/5249
KARAR TARİHİ : 18.04.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 62, 50/1-a, 52/4, 50/6, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahal dışı, iki yönlü, dik eğimli, viraj levhası ile sollama yasağını gösteren düz çizgi bulunan bulunan Devlet yolunda seyirle, önünde seyreden başka bir aracı solladığı sırada, karşı istikametten gelen mağdur … idaresindeki otomobille çarpıştığı olayda; sanığın sollama yasağını gösteren düz şerit çizgisine rağmen önünde seyreden aracı sollamak suretiyle gerçekleştirdiği eyleminde bilinçli taksir koşullarının bulunduğunun gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırım” ibaresinin 01.03.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 26.02.2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK nın 50/6. maddesinde hükmün kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi;
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının TCK’nın 50/6. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümünün hükümden çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 18.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.