Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/2840 E. 2018/11213 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2840
KARAR NO : 2018/11213
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62, 50/4, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay günü, 22 aylık olan …’ın, sanığın muhtar olarak görev yaptığı …Köyü’nde türbe ziyareti amacıyla annesi ile beraber bulunduğu, …’un annesinin yanından ayrıldıktan bir süre sonra yapılan aramada köy içinden geçen su kanalının açık olan kısmında, 46 cm derinliğindeki su üzerinde cansız olarak bulunduğu, yapılan incelemede …’un suda boğularak öldüğünün tespit edildiği olayda, olay tarihinde köy muhtarı olarak görev yapan sanığa izafe edilebilecek kusur bulunmadığı anlaşılmakla sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup,sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülüp, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26/11/2018 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
Muhalefet Şerhi:
Sanık köy muhtarı hakkında yerel mahkeme tarafından taksirle öldürme eyleminden dolayı mahkumiyet kararı verilmiş olup sayın çoğunluk sanık köy muhtarına izafe edilecek kusur bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine karar verilmesinden dolayı anılan kararı bozmuştur.
Sanığın beraatine ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne aşağıda açıkladığım sebeplerden dolayı katılmamaktayım.
Olayın meydana geldiği yer köy meydanı olup, köyün merkezidir. Ziyaret tabir edilen yere insanlar yoğun bir şekilde gelmektedirler.
Olay Temmuz ayında saat 19:00 sıralarında meydana gelmiş olup, hava daha aydınlıktır. Su kanalı köyün merkezinden geçmekte ve üstü açıktır. Sanık köy muhtarı bu iş için Kaymakamlıktan 2500 TL ve bir miktar çimento almış olup, bu işi yapmamıştır. Bundan dolayı görevi ihmalden soruşturma izni verilmiş ve iddaname düzenlenmiştir.
Mahkeme; olaydan sonra mahallinde keşif yapmış, ama olaydan sonra dolu kanalın üzerinin açık olduğu ve hala önleyici tedbirin alınmadığı, basit bir demir ızgara ile kapatılmasının verilen ödenekle karşılanabileceğinin mümkün olduğunu tesbit etmiştir.
Dolayısıyla olay öncesinde ve sonrasında dahi sanık muhtar duyarsız bir şekilde köyün merkezinde meydanında bulunan su kanalının üstünü basit bir müdahale ile de olsa kapattırmayarak kusurlu davranışta bulunduğu aşikardır.
Soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan bilirkişi raporlarında sanık köy muhtarı kusurlu bulunmuştur ve mahkeme sanığın mahkumiyetine karar vermiştir.
Sayın çoğunluk ise, sanığa izafe edilecek kusur bulunmadığından beraatine karar verilmelidir demiştir.
Mahkemenin sanığın mahkumiyetine dair kararı doğru olduğundan yukarıda açıkladığım sebeplerden sayın çoğunluğun görüşüne saygılarımla katılmamaktayım.