Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/2605 E. 2017/5741 K. 29.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2605
KARAR NO : 2017/5741
KARAR TARİHİ : 29.06.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma, Suç Üstlenme Suçuna Azmettirme
Hüküm : TCK’nın 179/3-2, 58, 38/1 delaletiyle 270, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve suç üstlenme suçuna azmettirme suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
1-Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5275 sayılı Kanunun 108/3. maddesi hükmü uyarınca ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda hükümlünün koşullu salıvermeden yararlanamayacağı göz önüne alınarak, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hükümde sanığa ait tekerrüre esas alınan Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/389 Esas- 2007/577 Karar sayılı 1 yıl 15 gün hapis cezası ile mahkumiyetine ilişkin ilamında TCK’nın 58. maddesinin uygulandığı anlaşılmakla, ikinci kez mükerrir olan sanık hakkında hükmedilen cezanın, ikinci kez mükerrir olduğu belirtilmeksizin mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Olay gecesi saat 03.00 da sanığın sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında, ışıksız kavşak mahallinde hakimiyetini kaybedip önce refüje sonra aydınlatma direğine çarpması şeklinde meydana gelen olay akabinde yapılan ölçümde sanığın 401 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, aynı araçta bulunan mağdur …’nin nitelikli şekilde yaralandığı, sanık hakkında mağdura yönelik taksirle yaralama suçundan ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilerek söz konusu kararın kesinleştirildiği, her ne kadar sanık aracı kendisinin değil, diğer sanık …’un kullandığını kendisinin olay sırasında mağdur ile birlikte aracın arka koltuğunda oturduğunu iddia etmiş ve sanık … da bunu doğrulamış ise de, aracın sanık …’un eşi adına kayıtlı olduğu, olay akabinde düzenlenen tutanaklarda; olay akabinde olay yerine gidildiğinde ve mağdur …’den sorulduğunda, mağdurun aracı kullanan olarak sanık …’u gösterdiği, sanık …’un sol elinde kazadan dolayı kanamasının olması, ayrıca sürücü koltuğu ile sol şoför kapısının açma kısımlarının da kan ihtiva etmesi sebebiyle sürücünün sanık … olduğunun anlaşıldığı tespitlerine yer verildiği; tanık olarak beyanı alınan tutanak mümzii …’ın da tutanak içeriğini doğrulayarak sanık …’u olay yerinde görmediğini belirttiği anlaşılmakla, sanık …’un atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği sabit görülerek mahkumiyetine ilişkin Mahkeme’nin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, sanığın atılı suçu işlemediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA;
2-Suç üstlenme suçuna azmettirme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Meydana gelen olayda, her ne kadar sanık hakkında temyize gelmeyen sanık …’u şuç üstlenmeye azmettirmek suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de, olay akabinde soruşturma aşamasında her iki sanığın da alınan beyanlarında, aracı sanık …’un kullandığını belirttikleri, kovuşturma aşamasında da benzer beyanlarda bulundukları, ancak olay sonrası sanık …’ın, sanık …’ı suçu üstlenmesi konusunda azmettirdiğine dair açık bir tespitin bulunmaması, bu konuda her iki sanık arasında geçtiği iddia edilen diyalog ya da anlaşmanın dosya içerisine yansımaması, sanık …’ın, sanık …’ın aracı kullandığı yönünde beyanda bulunmasını sağladığına ilişkin bir delilin de bulunmaması göz önüne alınarak, sanığın üzerine atılı unsurları oluşmayan suç üstlenmeye azmettirme suçundan beraati yerine, mahkumiyetine karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 29.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.