Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/2560 E. 2017/5942 K. 06.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2560
KARAR NO : 2017/5942
KARAR TARİHİ : 06.07.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 67/2, TCK’nın 35/2, 62, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/10/2016 tarih, 2016/10-57 Esas, 2016/374 Karar sayılı ilamında, adli arama kararı alınmasına gerek olmaksızın arama yapılabilecek hallerin açıklandığı, buna göre, bazı durumlarda hakim kararı ve yazılı arama emri bulunmasa dahi arama yapılabileceği, bu hallerin olayın özelliğinden veya kanun hükmünün verdiği arama yetkisinden kaynaklanabileceği gibi, arama emri almaya imkan bulunmaması nedenine de dayanabileceği, bu durumlarda kolluk görevlilerinin, bir arama kararı veya emri beklemeden arama yapmak, delilleri elde etmek ve failleri yakalamakla görevli oldukları, Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin “Karar alınmadan yapılacak arama” başlıklı 8. maddesinde, arama kararı alınmasına gerek olmayan hallerin sayıldığı, bu hallerden birinin de anılan maddenin (f) bendinde, “… suçüstü hâlinde yapılan aramalarda, toplum için veya kişiler bakımından hayatî tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla veya kapalı yerlerden gelen yardım çağrıları üzerine, konut, işyeri ve yerleşim yeri ile eklentilerine girmek için” şeklinde açıklandığı, dolayısıyla, suçüstü halinin söz konusu olması durumunda, karar alınmadan arama yapılabileceğinin kabulü gerektiği;
Somut olay bu ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; olay günü saat 13:40 sıralarında …..Merkez Jandarma Karakol Komutanlığına ait telefonu arayan ve kimliğini vermek istemeyen bir şahsın, Ankara ve Düzce ilinden gelecek olan….. ismindeki 1.70 cm boylarında kır saçlı 55-60 yaşlarında 50-55 kg ağırlığında kumaş pantolonlu ve ve mavi gömlekli bir şahıs ile birlikte…. ismindeki 1.70 cm boylarında 75 kg ağırlığında 35-40 yaşlarında buğday tenli, siyah saçlı ve kumaş pantolonlu şahsın…. … plaka sayılı araç ile beraberlerinde getirecekleri tarihi eserleri satmak için …… yolu üzerindeki …… Otel önüne gelerek müşteri arayacakları ihbarında bulunduğu, saat 13:45 sıralarında Cumhuriyet savcısının durumdan haberdar edildiği, alınan sözlü talimat üzerine saat 14:30 sıralarında, ….. Otel’e yeteri kadar kuvvetle gelindiği, …..… plaka sayılı aracın beklenilmeye başlanıldığı, aynı gün saat 15:50 sıralarında uygulama noktasına geldiğinde bahse konu aracın durdurulduğu, araç sürücüsünün sanık … olduğunun, diğer sanıklar …, … ve …’ın kimlik tespitinin yapıldığı, ihbarda belirtilen suçun delillerinin elde edilmesi amacıyla araçta arama yapıldığı, arama sonucunda, şoför koltuğunun arkasında bulunan iple bağlı bisküvi kutusunun içerisinde, tarihi eser niteliği taşıdığı değerlendirilen 13 adet eser bulunarak elkonulduğu, saat 16:45 sıralaırında Cumhuriyet savcısına telefon ile bilgi verildiği, hakim, Cumhuriyet savcısı veya kolluk amiri tarafından verilmiş bir adli arama kararının bulunmadığı;
Somut olayın suçüstü hali olarak kabul edilemeyeceği, dolayısıyla, 5271 sayılı CMK’nın 2/e, 161 ve 2559 sayılı PVSK’nın Ek 6. maddeleri uyarınca, bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenen kolluğun, derhal Cumhuriyet savcısına olayı haber verip emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine başlaması gerekmekte iken, usulüne uygun adli arama emri veya kararı almadan delil elde etmek amacıyla yaptığı arama işlemi, usulüne uygun verilmiş bir arama kararı bulunmadığından, açıkça hukuka aykırı olup, bu arama sonucunda elde edilen delillerin hükme esas alınmasının da mümkün olmadığı, sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartının, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte hukuka uygun olarak elde edilmiş delillerle ispat edilebilmesi olduğu, bu itibarla, hukuka uygun olmayan arama işlemi sonucunda ele geçen delillerin hükme esas alınamayacağının belirlendiği olayda; dosyadaki hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirme dışı tutulması halinde, sanıkların cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla; atılı suçtan sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, 06/07/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.