Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/2080 E. 2017/5887 K. 05.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2080
KARAR NO : 2017/5887
KARAR TARİHİ : 05.07.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : CMK’nın 233/2-c maddesi gereğince beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dairemizin 08/02/2016 tarihli, 2015/16947 Esas, 2016/1486 Karar sayılı ve uyulmasına karar verilen bozma ilamında, Adana Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Kurulu görevlileri tarafından 16.03.2011 tarihinde yerinde yapılan inceleme neticesinde, …. Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alan Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 15.07.1992 tarih ve 1256 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilen bölge içinde yer alıp, daha sonra 25.02.2005 gün ve 428 sayılı karar ile 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen 111 ada 13 numaralı parsele, sanığın murahhas müdürü olduğu ……Fabrikası’na ait mayalama tanklarının, zemin üzerine dolgu maddesi dökülerek yerleştirildiğinin tespit edildiğinin, her ne kadar arkeolog, inşaat mühendisi ve fen bilirkişi ile yapılan keşif sonucunda fen bilirkişi tarafından düzenlenen 08.10.2015 tarihli raporda, dava konusu 111 ada 13 numaralı parsel olan yerin ada numarasının 15620 olarak değiştirilmiş olduğunun ve 3. derece sit alanı dışında kaldığının tespit edildiği, 07.10.2015 tarihli arkeolog ve inşaat mühendisi tarafından düzenlenen ortak raporda, dava konusu yerin, Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 04.08.2015 tarih B.16.0.KVM.4.01.00.03/01.18/86-3050 sayılı yazısı ile….’ne ait sit alanı dışında yer aldığı tespit edilmiş ise de, yargılama aşamasında suça konu yerin sit alanı vasfını yitirmesine karar verilmiş olmasının, eylemi suç olmaktan çıkarmayacağı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 23.03.1987 tarih, 3-162/145 esas ve karar sayılı ilamında belirtildiği şekilde, suç tarihi itibariyle sit alanı vasfına haiz alanda 2863 sayılı Kanunun 65. maddesi kapsamında kalan bir fiil icra edildiğinde, suç tarihinden sonra idari bir kararla suça konu yerin anılan vasfının kaldırılmış olmasının, sanığın suçluluğunu ortadan kaldırmayacağı, anılan işlemin kanun değişikliği olmayıp, idari bir işlem olduğu ve “sit alanına izinsiz inşai ve fiziki müdahale bulunma” eylemini suç olmaktan çıkartmadığı bu nedenle fiilin gerçekleştirildiği tarih itibariyle suça konu taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanı vasfına haiz olduğu, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın ifadelerinde, mayalama tanklarının kurulduğu alanın sit alanı içinde yer aldığını bilmediğini ifade etmesi karşısında; suça konu taşınmazın bulunduğu yerin, 3. derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmesine ilişkin kararın mahallinde mutat vasıtalarla duyurulup duyurulmadığının saptanması, kolluk vasıtasıyla anılan organize sanayi bölgesinin sit alanı vasfının mahallinde bilinip bilinmediği ve tapu kayıtlarında Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Bölge Kurulu’nun 14.10.1993 gün ve 1550 sayılı kararı ile 25.02.2005 gün ve 428 sayılı kurul kararları gereği olarak verilen sit alanı şerhlerinin bulunduğu da gözetilerek bu şekilde sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bilmediğine dair savunmasının doğruluğu araştırılıp sanığın suç kastının tespit edilmesi, kastın varlığının tespiti halinde ise Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunduğu nazara alınmak suretiyle hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da 65/1. ve 65/4. maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler yönünden sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi nedeniyle hükmün bozulduğu,
Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırmada, davaya konu taşınmazın olay tarihinde sit alanı içerisinde kaldığına dair söz konusu kararın mahallinde usulüne uygun olarak ilan edildiğine dair tutanakların dosyaya celbinin sağlandığı, bu itibarla, sanığın dava konusu yerin sit alanında kaldığını bildiğinin kabulünün gerekeceği gözetilerek ve suça konu taşınmazın bulunduğu Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunduğu nazara alınmak suretiyle hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da, 65/1. ve 65/4. maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler yönünden sanığın hukuki durumunun eylemin niteliği ve kastının yoğunluğu dikkate alınarak yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.