Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/1833 E. 2017/7745 K. 23.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1833
KARAR NO : 2017/7745
KARAR TARİHİ : 23.10.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs
Hüküm : TCK’nın 277/1-son, 50/1-a, 52-4. maddeleri gereğince mahkumiyet

Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın, kasten yaralama suçundan yargılandığı davanın tanığını 13.09.2012 günü telefonla arayarak, ondan olay yerinde gördüğü şahsın kendisi olmadığını söylemesini isteyip aleyhine verdiği kolluk ifadesini mahkemede değiştirmesi için ricada bulunması üzerine tanığın istinabe mahkemesinde söylediği olay yerinde sanığın olmadığına dair gerçeğe aykırı beyanından esas mahkemede dönerek gerçeği söylediği olayda;
Tanık hakkında yalan tanıklık suçundan dolayı TCK’nın 274/1. madde ve fıkrasındaki etkin pişmanlık hükmü gereğince ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olup, aynı Kanun’un 40. maddesindeki bağlılık kuralı ve iddianamedeki anlatım da dikkate alındığında, sanığın sübutu kabul edilen eyleminin, TCK’nın 38/1. madde ve fıkrası yollamasıyla aynı Kanun’un 272/2. madde ve fıkrasında düzenlenen ve bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası yaptırımı öngören yalan tanıklık suçuna azmettirme ile 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 69. maddesi ile TCK’nın 277/1. madde ve fıkrasının sonuna eklenen ve altı aydan iki yıla kadar hapis cezası yaptırımı öngören iltimas suretiyle yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunu oluşturduğu, işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren sanığın, TCK’nın 44/1. madde ve fıkrası gereğince bunlardan en ağır cezayı gerektiren yalan tanıklık suçundan dolayı TCK’nın 38/1. madde ve fıkrası yollamasıyla aynı Kanun’un 272/2. madde ve fıkrası gereğince cezalandırılması, ayrıca, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un 90. maddesi ile TCK’nın 277. maddesinin ikinci fıkrası olarak düzenlenen “Birinci fıkradaki suçu oluşturan fiilin başka bir suçu da oluşturması halinde, fikri içtima hükümlerine göre verilecek ceza yarısına kadar artırılır.” hükmü uyarınca sanığa hükmedilen cezada artırım yapılması, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan dolayı TCK’nın 277/1-son madde, fıkra ve cümlesi gereğince mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de:
Sanığa hükmedilen adli para cezası taksitlendirildikten sonra, TCK’nın 52/4. maddesi gereğince, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin kararda belirtilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 23.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.