Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/1829 E. 2017/7739 K. 23.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1829
KARAR NO : 2017/7739
KARAR TARİHİ : 23.10.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Haberleşmenin gizliliğini ihlal
Hüküm : Beraat

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dosya kapsamına göre; bir devlet hastanesinde müdür olarak görev yapan mağdur …’in makam odasındaki bilgisayara kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından yüklenen casus program aracılığıyla kaydedilen mağdurun başka kişilerle yapmış olduğu haberleşme içeriklerinin dökümlerini ele geçiren ve aynı hastanede taşınır mal kayıt ve kontrol memuru olarak görev yapan sanık …’in, üzerine “Çocuğu yaşındaki kız çocukları ile sapıkça chat yapan müdürünüzü tanıyın!…..” ibareleri yazılan bu dökümleri, 13.01.2010 günü gece saat 22.30 sıralarında hastane personelinin kapılarının altından içeriye atmak suretiyle TCK’nın 132/2. madde ve fıkrasında tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal ve aynı Kanun’un 136/1. madde ve fıkrasında tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarını işlediği kabulüne dayalı olarak sanık hakkında her iki suçtan kurulan 31.10.2011 tarihli mahkumiyet hükümlerinin sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 29.04.2015 tarihli, 2015/2468 esas, 2015/1005 karar sayılı ilamı ile TCK’nın 132/2. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanmasına ve aynı Kanun’un 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün ise; “…Oluş ve dosya kapsamına göre, TCK’nın 132/2. maddesinden cezalandırılan sanığın ayrıca kişisel verileri hukuka aykırı olarak yaymadığından suçun unsurlarının oluşmayacağı gözetilmemesi…” nedenine dayalı olarak bozulduğu ve hükmün tefhim edildiği 28.01.2016 tarihli duruşmada anılan bozma ilamına uyulduğu belirtildiği halde, sanık hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı bir karar verilmesi yerine, kesinleşen TCK’nın 132/2. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan dolayı beraat hükmü kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de:
a) Sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesine rağmen CMK’nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi yerine, aynı Kanun’un 223/2-c madde, fıkra ve bendi gereğince beraat hükmü kurulması suretiyle CMK’nın 232/6. madde ve fıkrasına aykırı hareket edilmesi,
b) Sanık hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan kurulan 31.10.2011 tarihli mahkumiyet hükmünün Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 29.04.2015 tarihli, 2015/2468 esas, 2015/1005 karar sayılı ilamı ile bozulmasına ve hükmün tefhim edildiği 28.01.2016 tarihli duruşmada anılan bozma ilamına uyulduğu açıklanmasına rağmen hükmün gerekçesinde “…Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 22/06/2015 tarih, 2014/11363E. , 2015/12913 K. nolu bozma ilamında sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından inceleme yapılarak hırsızlık suçu bakımından cezanın onandığı, mala zarar verme suçu bakımından ise hükmün bozulduğu görüldü. Dosya yeniden esasa alındı…Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 22/06/2015 tarih, 2014/11363E. , 2015/12913 K. nolu bozma ilamı doğrultusunda, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” ibarelerine yer verilmek ve ilgisi bulunmayan bozma ilamına dayalı olarak hüküm kurulmak suretiyle çelişkiye neden olunması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.