YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1740
KARAR NO : 2018/10644
KARAR TARİHİ : 12.11.2018
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : a-)Sanık … için:
CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat
b-Suça sürüklenen çocuk … için:
TCK’nın 85/1, 31/3, 62, 50/4, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan suça sürüklenen çocuk …’ın mahkumiyetine, sanık …’nin beraatine ilişkin hükümler, suça sürüklenen çocuk müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Suça sürüklenen çocuk … için kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin cezanın az olduğuna, olayda bilinçli taksir koşullarının oluştuğuna, suça sürüklenen çocuk müdafiin, suça sürüklenen çocuğun kusurunun olmadığına, eksik inceleme ile karar verildiğine, lehine olan kanun hükümlerinin uygulanmadığına, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine dayanak teşkil eden uygulama maddesinin TCK’nın 50/4. maddesi delaletiyle 50/1-a maddesi olarak gösterilmesi gerekirken TCK’nın 50/4. maddesi şeklinde gösterilmesi ve adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının gösterilmesi sırasında ilgili olan TCK’nın 52/3. maddesinin belirtilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün ikinci bölümünde 6. ve 7. fıkralarının hükümden çıkarılarak yerine “suça sürüklenen çocuğun kişilik ve sosyal özellikleri nazara alınarak, suça sürüklenen çocuğa verilen hapis cezasının TCK’nın 50/4. maddesi delaletiyle 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, suça sürüklenen çocuğa verilen adli para cezasının TCK’nın 52/3. maddesi gereğince 810 tam gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesine, TCK’nın 52/2. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğun ekonomik ve şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 16.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık … için kurulan beraat hükmününe yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
22/06/2014 günü saat 22:00 sıralarında, çift yönlü, çift şeritli, bölümüş, 7.20 metre genişlikte, kuru, düz, eğimsiz, virajlı, aydınlatması olmayan asfalt yolda, meskun mahal dışında, sanık …‘nin idaresindeki kamyoneti ile seyrine göre yolun solundaki tali yoldan çıkıp orta refüj su tahliye kanalını geçerek sanık …‘nin seyrettiği yola giren suça sürüklenen çocuk …’ın ehliyetsiz ve kasksız bir şekilde kullandığı arkasında ölen …’in de yolcu olarak bulunduğu motosiklete 52 metre fren izi bıraktıktan sonra arkadan, sağ şeritte çarpması ve motosikleti önüne alarak 28 metre sürtünme izi bırakacak şekilde sürüklediği, motosikletin çarpma noktasından 43 metre savrulduktan sonra durabildiği, motosiklette yolcu olarak bulunan …’in ölümü, motosiklet sürücüsü suça sürüklenen çocuk …’ın ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmasıyla sonuçlanan somut olayda; 22/06/2014 tarihli kaza tespit tutanağında “tali kusurlu”, 10/07/2014 tarihli bilirkişi raporunda “kusursuz”, 29/09/2014 tarihli … Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda, “sanığın kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmayarak alt düzeyde tali kusurlu” bulunduğunun tespit olunması karşısında; 29/12/2014 tarihinde dinlenen tanık … ile 24/11/2014 tarihinde dinlenen tanık …’nin suça sürüklenen çocuk …’ın motorsikletinin ışıklarının yanmadığına yönelik beyanları dikkate alınarak sanığın olayda kusurlu olup olmadığının belirlenmesi bakımından … Adli Tıp Kurumundan yeniden inceleme yaptırılıp raporlar arasındaki çelişki giderildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.