Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/1693 E. 2018/12217 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1693
KARAR NO : 2018/12217
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62, 50/4, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin, alt sınırdan ceza verilmesinin, verilen cezanın hapse çevrilmesinin yerinde olmadığına dair temyiz itirazlarının reddine ancak;
29/01/2012 günü, dosyası tefrik edilen temyiz kapsamı dışında olan sanık … ile ölen …kardeş oldukları, olay tarihinde tarafların ikametlerinde bulunduğu sırada …’in televizyon izlediği,…’nin elindeki çakmak ile… parmağını şaka amaçla yakmaya çalıştığı,… elinin yanması üzerine duyduğu acıyla aynı odada dikiş yapan annesinin yanındaki makası kaçmakta olan …doğru fırlatması sonucu… kısmından yaralandığı, 30/01/2012 tarihinde …, Özel Van Medicina Hastanesine gittiği, muayene sonrası eve gönderildiği aynı gün rahatsızlanması üzerine sanık … Akının göğüs cerrahi uzmanı olarak çalıştığı Van Eğitim ve Araştırma Hastanesine yatırıldığı ve tedavisi devam ederken 04/02/2012 tarihinde öldüğü olayda; İstanbul 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 06/03/2013 tarihli raporunda; “03.04.2013 ve 04.02.2012 tarihlerinde çekilen akciğer grafiğlerinde plevral mayii görüldüğü, bu dönemde kişinin tedavisine antibiotik ilaç grubu eklenmesi gerektiği, bunun yapılmamış olması nedeniyle doktor… kusurlu olduğu, kişiye zamanında uygun tedavi yapılması halinde de kurtulma ihtimalinin bulunduğu“ şeklinde belirtilmiş ise de; temyiz kapsamı dışında olan sanık … yargılamasına ilişkin Van 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/121 esas sayılı dosyasının uyaptan yapılan incelemesinde;… hakkındaki belgeler Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunca 11/06/2015 tarihinde tekrar değerlendirildiğinde; “Tıbbi belgelerinde ve otopsisinde tespit edilen, kişinin ölümüne neden olan kesici delici alet yaralanmasının lokalizasyonu, özellikleri ve ağırlığı itibariyle Dr. Oral Akının kusurlu eylemi olmaması ve zamanında uygun takip ve tedavinin yapılmış olması durumunda da kurtulmanın kesin olmadığı cihetiyle Dr. Oral Akının kusurlu eylemi ile kişinin ölümü arasında kesin bir illiyet bağı kurulamayacağı, 29/01/2012 tarihinde meydana gelen kesici delici alet yaralanması ile ölüm arasında illiyet bağını kesmeyeceği, ölüm olayında başkaca bir ortak neden bulunmadığı oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklindeki raporu karşısında; sanığın eylemi ile netice arasında illiyet bağının kesin bir şekilde kurulamadığı, bu nedenle sanığın taksirle öldürme suçundan sorumlu tutulamayacağı, ancak bahsedilen raporlar ve tüm dosya kapsamından sanığın üzerine düşen görevleri yerine getirmediği ve eyleminin TCK’nın 257/2. maddesindeki görevi ihmal suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.