YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1646
KARAR NO : 2017/3127
KARAR TARİHİ : 12.04.2017
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : CMK’nın 231/11.maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile TCK’nın 179/3-2, 62, 50/3-1.a, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-23/10/2014 tarih, 2014/230 Esas, 2014/70 Karar sayılı ilk hükmün sadece sanık tarafından temyiz edilmesinden dolayı, Dairemizin 06/06/2016 tarih, 2015/13776 – 2016/9546 sayılı ilamı ile, sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla bozma kararı verildiğinden, ilk hükümde sanık hakkında tayin edilen ceza miktarı üzerinden infazın yapılması gerektiği dikkate alınmaksızın, sanığın neticeten 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına hükmedilmesi,
2-TCK’nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 26/02/2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK’nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 4 paragrafı ile 6 paragrafının hükümden çıkartılıp yerine, “23/10/2014 tarih, 2014/230 Esas, 2014/70 Karar sayılı ilk hükmün sadece sanık tarafından temyiz edilmiş olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 307/4. maddesi dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi delaletiyle 50/1-a maddesi uyarınca, ilk hükümde tayin edilen 25 gün hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine, aynı Kanunun 52/2. maddesi uyarınca sanığın şahsi ve ekonomik durumu nazara alınıp, bir gün karşılığı 20 TL olarak hesap edilerek belirlenen 500 TL adli para cezası üzerinden infazın yapılmasına” ve devamına “TCK’nın 52/4 maddesi gereği ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.