Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/1440 E. 2018/10687 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1440
KARAR NO : 2018/10687
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/1, 89/2-b, 62/1, 51/1, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk müdafii ile mağdur vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mağdurun babası katılan …’nin soruşturmada kendisine yapılan uzlaşma teklifini kabul etmediği anlaşılmakla, tebliğnamedeki 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 254.maddesinde yapılan düzenleme suça sürüklenen çocuk lehine olduğundan, söz konusu kanun değişikliğine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
30/05/2011 olan suç tarihi gerekçeli karar başlığına 2011 olarak yazılmış ise de; bu husus mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafii ile mağdur vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sürücü belgesi olmayan suça sürüklenen çocuğun tescilsiz motosiklet ile arkasında mağdur olduğu halde seyir halinde iken, kavşakta geçiş önceliğine uymayarak temyiz dışı sanık…’in aracıyla çarpışması neticesinde mağdurun yaralandığı olayda, 14/02/2012 tarihli raporda mağdurdaki yaralanmanın vücudunda ağır(5) derece kemik kırığına neden olacak nitelikte olduğu, yaşamını tehlikeye sokup sokmadığı hususunda tedavi gördüğü hastaneden rapor alınması gerektiği, duyu ve organ işlevnin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi yönünden ise 6 ay sonra yapılacak muayenesi ile rapor düzenlenebileceğinin belirtildiği anlaşılmakla, ceza miktarının belirlenmesi yönünden mağdurun kesin doktor raporunun alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-25/10/1995 tarihinde doğmuş olan suça sürüklenen çocuğun, suç tarihi itibariyle 15 yaşından büyük, 18 yaşından küçük olduğu ve cezasında TCK’nın 31/3. maddesi gereğince indirim yapılması gerekirken, suça sürüklenen çocuk hakkında anılan maddenin uygulanmaması,
3-Sürücü belgesi bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 53/6.maddesi uyarınca sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-Suça sürüklenen çocuk hakkında eylemi neticesinde mağdurda kemik kırığı meydana geldiği gerekçesiyle TCK’nın 89/2-b.maddesi uygulanırken, cezasında yarı oranında artırım yapılması gerekirken bir kat artırım yapılması,
2-TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş sanıkların kısa süreli, diğer sanıkların ise otuz gün ve daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesi zorunlu olup, suç tarihi itibariyle 15 yaşında olan ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen 5 ay hapis cezasının TCK’nun 50/3.maddesi gereğince seçenek yaptırımlara çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi;
Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk müdafii ile mağdur vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.