Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/136 E. 2017/4101 K. 17.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/136
KARAR NO : 2017/4101
KARAR TARİHİ : 17.05.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : TCK’nın 179/3-2, 62/1, 53/1, 58/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

Adana 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 18/02 /2016 tarih, 2016/31 – 2016/105 sayılı direnme kararı, 6763 sayılı Kanunun 36. maddesiyle değişik CMK’nın 307. maddesinin 3. fıkrası uyarınca; Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından, direnme hükmünün incelenmesi için Dairemize gönderilmekle; dosya yeniden incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 02.12.2015 tarih, 2015/5167 esas, 2015/18798 sayılı kararın yer alan” 1-Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği, sanığın idaresindeki araçla olaydan yaklaşık 4 saat sonraki ölçüme göre 0,09 promil alkollü halde seyir halinde iken olaya konu kavşak mahallinden geçtiği sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yol bölümüne geçerek, yavaşlamakta olan araçlara çarpması şeklinde meydana gelen olayda, Adli Tıp Kurumu uygulamalarında kan alkol düzeyinin 1 saatte, % 15 mg azaldığı kabul edildiğinde, olay anında yaklaşık 0,69 promil alkollü olduğu dikkate alınarak, olayın tek başına alkolden kaynaklandığına ve sanığın güvenli araç kullanamayacağına ilişkin her hangi bir tespit bulunmaması karşısında sadece alkol kullanılmış olmasının trafik güvenliğinin tehlikeye sokma suçundan mahkumiyet için yeterli olmadığı ve sanığın unsurları oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı gerekçeyle mahkumiyetine hükmedilmesi, sanık hakkında TCK’nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,” şeklindeki bozma gerekçesinin sonucu bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan, kararda değişiklik yapılmasına yer olmadığına, CMK’nın 307/3.maddesi gereğince, mahkemenin direnme kararı konusunda karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİNE, 17.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.