YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/12076
KARAR NO : 2018/2240
KARAR TARİHİ : 28.02.2018
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Şantaj, özel hayatın gizliliğini ihlal, hakaret
Hükümler : 1- Şantaj suçundan dolayı TCK’nın 107/1-2, 53/1-2-3. maddeleri
gereğince mahkumiyet
2- Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK’nın 134/2, 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
3- Hakaret suçundan dolayı TCK’nın 125/1-2, 43/1, 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Şantaj, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen cezaların on yıl hapis cezasından aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 318 ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede:
A) Katılanlar vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Katılanların 26.02.2018 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiklerini belirtmiş olmaları karşısında, TEMYİZ İNCELEMESİNE YER OLMADIĞINA, katılanlar vekilinin temyizi ile ilgili olarak dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
B) Sanık müdafiinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanığın, katılan …’a yönelik hakaret suçundan dolayı doğrudan 600,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmedilen cezanın türü ve miktarı itibariyle kesin nitelikte olan 12.11.2015 tarihli hükme yönelik temyiz isteminde bulunulmadığı belirlenerek yapılan incelemede:
Sanığın, ayrıldığı kız arkadaşı olan şikayetçi …, beraber oldukları dönemde yapılan harcamaların karşılığı olarak belirlediği 15.000,00 TL parayı vermemesi halinde cinsel içerikli görüntülerini yakınlarına ifşa edeceği tehdidiyle şantajda bulunması eyleminden dolayı TCK’nın 107/2. madde ve fıkrası yollamasıyla aynı Kanun’un 107/1. madde ve fıkrası gereğince sanığa bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası hükmedilmesi gerekirken, 2 yıl 6 ay hapis cezası hükmolunarak, hapis cezası yanında adli para cezası tayin edilmemesi suretiyle şantaj suçundan eksik ceza tayini, ayrıca, sanığın, katılanlar … ve … kızı olup, şikayet hakkını kullandığı 25.01.2015 tarihinden 2 gün sonra intihar ettiği ifade edilen ve nüfus kaydına göre de 27.01.2015 tarihinde ölen şikayetçi … tarafından aralarındaki 6 yıllık arkadaşlık ilişkisinin sona erdirilmesine tepki olarak, arkadaşlık ilişkilerinin devam ettiği dönemde elde ettiği onun müstehcen görüntülerini, şikayetçi … arkadaşı ve akrabalarından oluşan yakın çevresine, değişik zamanlarda, internet üzerinden gönderdiğinin dosya kapsamından anlaşılmış olması karşısında, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, şikayetçi … karşı aynı suçu birden fazla işleyen sanık hakkında, TCK’nın 43/1. madde ve fıkrasında düzenlenen zincirleme suç hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle sanığa görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından, adli emanete alınan eşyalar hakkında bir karar verilmemesi, bu konuda mahkemesinden her zaman bir karar alınması olanaklı olduğundan, soruşturma evresinde ölen şikayetçi ….. gerekçeli karar başlığına katılan olarak yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edildiğinden bozma nedeni yapılmamış; Anayasa Mahkemesinin TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sübut bulmayan ve unsurları oluşmayan suçlardan dolayı sanık hakkında mahkumiyet hükümleri kurulduğuna, temel cezaların asgari hadden belirlenmemesinin isabetsiz olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Temel cezalar belirlenirken, TCK’nın 61/1. madde ve fıkrasındaki kriterler arasında yer almayan sanığın kişiliği ve suçun toplumda yarattığı infial gerekçelerine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
2- Soruşturma evresinde alınan 25.01.2015 tarihli ifadesinde sanıktan şikayetçi olduğunu beyan eden …, soruşturma evresi tamamlanmadan ve davaya katılma hususu sorulamadan 27.01.2015 tarihinde ölmesi nedeniyle mirasçıları olan babası … ve annesi … ile kendisine yönelik hakaret suçunun mağduru olan … olmak üzere davada kendilerini aynı vekil ile temsil ettiren üç katılan olduğu gözetilmeksizin, “Katılan kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden…. uyarınca 1500 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana ödenmesine,” biçiminde ve bu kabule göre de takdir edilen vekalet ücretinin hangi katılana verileceğine dair açıklama içermeyecek şekilde vekalet ücretine hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 2-A, 2-B, 2-C numara ve harflerinden oluşan bölümlerinin temel cezaların tayin edildiği ilk paragraflarındaki, “kişiliği,” ve “toplumda yarattığı infa” ibarelerinin hükümlerden çıkarılması, hüküm fıkrasının vekalet ücretinin takdirine ilişkin 3 numaralı bölümünün, “3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak, kendilerini aynı vekille temsil ettiren katılanlara ödenmesine,” ibareleri ile değiştirilmesi suretiyle, eleştiri dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.