Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/11726 E. 2021/1141 K. 04.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/11726
KARAR NO : 2021/1141
KARAR TARİHİ : 04.02.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Yasaya muhalefet
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 24. maddesi delaletiyle 70, 50/1-a, 53, 52/4, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet

2863 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şikayetçi Kültür ve Turizm Bakanlığına duruşma günü bildirilmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 260. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören sıfatıyla temyiz hakkının bulunduğu kabul edilerek, suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan şikayetçi kurumun, 5271 sayılı CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Olay günü sanığın karıştığı bir başka suç fiili nedeniyle olay yerine giden kolluk görevlileri tarafından sanığın üzerinde 15 adet tarihi eser olduğu değerlendirilen sikke, yüzük ve para gibi materyal ele geçirildiği, kovuşturma aşamasında arkeolog tarafından düzenlenen bağımsız bilirkişi raporunda 9 adet eserin 2863 sayılı Kanunun 2863 sayılı Kanunun 23. maddesi kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı niteliğinde olduğu, 2 adet eser yeni olduğundan, 4 adet eser geçmiş dönem taklitleri olduğundan 2863 sayılı Kanun kapsamı dışında kaldığının fakat bununla birlikte Korunması gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere alınmaları hakkında Yönetmeliğin 9. maddesi hükümlerine tabi olduğunun belirtildiği, sanığın ele geçen eserlerin bir süredir kendisinde bulunduğuna yönelik kollukta müdafisiz alınan beyanının hükme esas alınamayacağı, mahkeme huzurunda alınan savunmasında ise ele geçirilen eserleri 1-2 gün önce hafriyat çalışması sırasında bulduğunu, olay günü teslim etmeye giderken çıkan tartışma neticesinde polislerin geldiğini beyan ettiği anlaşılmakla;
Tüm dosya kapsamında, sanığın, dava konusu eserleri hafriyat çalışmasında bulduğuna dair savunmasının aksine delil mevcut olmadığından, 2863 sayılı Kanunun 70/1. maddesinde düzenlenen “kültür varlıklarını bulundurma” suçunun oluşmadığı, sanığın dava konusu eserleri, suç tarihinden 1-2 gün önce bulduğuna dair savunmasının aksine delil mevcut olmadığından, 2863 sayılı Kanunun 4. maddesinde belirtilen üç günlük bildirim süresi içerisinde eserlerin ele geçirilmesi nedeniyle 67/1. maddede düzenlenen “bildirim yükümlülüğüne aykırılık” suçunun kanuni unsurlarının da oluşmadığı, 2863 sayılı Kanunun 67/2. maddesinde düzenlenen “kültür varlığı ticaretine aykırılık” suçunun oluşması için de; gerekli, bildirimi yapılmamış kültür varlığının ticaret kastı ile “satışa arz edilmesi”, “satılması”, “verilmesi”, “satın alınması” ve “kabul edilmesi” eylemlerinden hiç birinin somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla; sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, mahkumiyetine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2863 sayılı Kanun kapsamında kalan taşınır kültür ve tabiat varlıkları ile anılan Kanunun kapsamı dışında kalmakla birlikte, “taklit” olan objelerin, 2863 sayılı Kanunun 75. maddesi uyarınca müzeye teslimine, diğerlerinin ise sahibine iadesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 04/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.